Ege Bölgesi'nde Deprem Fırtınası Fenomeni
Ege Bölgesi'nde ocak ayının son günlerinden itibaren devam eden yoğun sismik aktivite, 4 Şubat sabahına kadar Santorini Adası'nın kuzeydoğusunda 5,1 büyüklüğündeki en büyük depremle birlikte 700’den fazla sarsıntıya yol açtı. Bu süreçte, Santorini, Anafi ve Amorgos adalarında yaşayan halk, sürekli sarsıntılar nedeniyle endişe ile adalarını terk etmeye başladı. Bilim camiası ise depremlerin volkanik mi yoksa fay kaynaklı mı olduğu konusunda tartışmalara devam ediyor.
Ege Bölgesi'nin Jeolojik Yapısı
Ege Bölgesi, karmaşık ve henüz tam olarak olgunlaşmamış bir jeolojik yapıya sahip. Girit Adası'nın güneyindeki Helen dalma-batma zonu, Akdeniz’in okyanusal tabanını Ege ve Anadolu'nun altına çekmekte. Bu dalma süreci, Ege Bölgesi'nin kuzey-güney yönünde senelik 3,5 cm genişlemesine sebep olmakta, bu da bölgedeki birçok doğu-batı uzanımlı aktif fayın oluşumuna yol açmaktadır. Bu durumu destekleyen faktörlerden biri de okyanus levhasının derinliklerde eriyip magma oluşturmasıdır. Magmaların yüzeye yükselmesiyle Ege Denizi içinde volkanik yapılar oluşmuştur.
Volkanik Geçmişin İzleri
Santorini, geçmişte büyük volkanik patlamaların yaşandığı bir adadır. Antik dönemlerdeki yazılı kayıtlara göre, bu adadaki volkanik patlama sonucunda büyük bir çökme meydana gelmiştir. Bu patlama, atmosferdeki iklim dengesini uzun süre etkileyecek kadar şiddetli olmuştur.
Bölgedeki Tarihsel Depremler
Ege Bölgesi'nin faylı yapısı, tarih boyunca büyük depremlere ev sahipliği yapmıştır. 9 Temmuz 1956 tarihinde gerçekleşen Amorgos depremi, bu büyük depremler arasında yer almakta olup 13 dakika arayla gelen 7,7 ve 7,2 büyüklüğündeki sarsıntılar nedeniyle 53 can kaybına yol açmıştır. Bu depremin kaynağı Amorgos normal fayına atfedilmektedir.
Neden Bir Deprem Fırtınası Yaşanıyor?
Son günlerdeki sismik faaliyet, Santorini'den 8 kilometre kadar kuzeydoğudaki Kolumbo volkanında yoğunlaşmıştır. Kolumbo, aktif bir denizaltı yanardağı olup, yaklaşık 20 volkan konisinin en büyüğüdür. Ege bölgesindeki deprem fırtınası, hem aktif fayların hem de volkanların etkileşimi sonucunda meydana gelmektedir. Bu tür olaylarda, depremler sıklıkla birbirini takip etmeden olur ve içindeki akışkanların ve magmanın neden olduğu basınç değişimleriyle gelişebilir. Deprem fırtınalarının birkaç gün, hatta bazı durumlarda aylarca sürebileceği bilinmektedir.
Bilim Camiasından Gelen Değerlendirmeler
Türkiye karasına en yakın 150 kilometre mesafedeki bu deprem fırtınasının olası sonuçları, toplum ve bilim camiası tarafından dikkatle izlenmektedir. Yunan bilim insanları, mevcut sismik aktivitenin büyük ölçüde fay kaynaklı olduğunu belirtmektedir. Deprem fırtınası sona erebileceği gibi, uzun vadede daha büyük depremlerle veya Kolumbo volkanının patlamasıyla sonuçlanma ihtimali de bulunmaktadır. Dolayısıyla, beklenmeyen senaryolar karşısında temkinli davranmak önemli bir stratejidir.
Not: Gereken önlemleri alarak durumu izlemek, ulusal güvenlik açısından önem arz etmektedir.