Edirne İdare Mahkemesi, Selimiye Camii restorasyon projesinde yürütmeyi durdurdu
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve Mimar Sinan'ın "ustalık eseri" olarak tanımladığı Selimiye Camii'ndeki kubbe süslemelerine ilişkin tartışmalı restorasyon projesi, Edirne İdare Mahkemesi kararıyla yargı sürecine takıldı. Mahkeme, planlanan uygulamanın tescilli tarihi eser üzerinde "telafisi güç zararlar" doğurabileceği değerlendirmesiyle yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Mahkeme kararı ve izlenecek süreç
Mahkeme kararında, uygulanması planlanan değişikliklerin geri döndürülemeyecek zararlar yaratma riski bulunduğu vurgulandı. Kararda ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü ve diğer ilgili kurumlardan ek belge ve bilgi talep edildiği; idarenin savunması için 30 gün süre tanındığı belirtildi. Verilen yürütmeyi durdurma kararı geçici nitelikte olup, nihai değerlendirme idarenin savunması alındıktan sonra dosya kapsamına göre yapılacak.
Restorasyon önerisinin içeriği ve tepkiler
Önerilen restorasyon planı, ana kubbe, yarım kubbeler ve mihrap kubbesindeki mevcut kalem işleri ile hat süslemelerini büyük ölçüde değiştirmeyi öngörüyordu. Planda, 18. yüzyıla ait olduğu değerlendirilen mevcut kalem işi katmanlarının kaldırılması ve yerine siyah-beyaz bir desenle yeni hat yazılarının yerleştirilmesi yer alıyordu. Bu öneri sosyal medyada, akademik çevrelerde ve sivil toplum kuruluşlarında yoğun eleştiriyle karşılandı; bazı koruma uzmanları projeyi "tarihi tahrifat" olarak nitelendirirken, restorasyon savunucuları uygulamanın "16. yüzyıla dönüş" temasıyla özgün halin canlandırılacağı argümanını savundu.
Uzman görüşleri ve sanat tarihi perspektifi
Hat sanatı ve restorasyon alanındaki uzmanlar ile hattatlar, mevcut yazıların "aslı bozulmadan korunması" gerektiğini vurguladı; bazı uzmanlar yeni projenin hattatlık geleneğine ve restorasyon ilkelerine aykırı olduğunu belirtti. Trakya Üniversitesi'nden emekli sanat tarihçisi Prof. Dr. Engin Beksaç, sürece ilişkin değerlendirmesinde, önerilen kubbe süslemelerinin orijinalle bağdaşmadığını ve mahkemenin yürütmeyi durdurma kararının yerinde olduğunu savundu. Beksaç'ın sözleri şöyle:
"Selimiye bilindiği gibi bir insanlık mirası ürünü. Sadece bizim değil İslam dünyasının değil esasında bütün insanlığa mal olurmuş bir eser. Fakat son günlerdeki tartışmalar gerçekten üzücü ve yersiz. Yani bu çatışmalar tartışmalar esasında hem Türkiye'ye hem dünya karşısında bizim kimliğimize hem de İslami dünyaya karşı bir ağır yük şeklinde ve çok kırıcı olmaya başladı. Buradaki sorun direkt olarak süsleme ve tezyinatı ilgilendirdiği için bu direkt sanat tarihçilerinin sahasına giren bir durumdur. İddia edildiği gibi Selimiye'nin şu an kubbesinde olan durum barok değil. Bazı çevreler bunun barok olduğunu, Avrupa taklidi falan olduğun söylüyorlar. Bunlar baroğu bilmeyen insanlar"
Prof. Dr. Beksaç ayrıca Selimiye'nin yapımından sonraki dönemlerde birçok tamirat ve müdahale geçirildiğini, mevcut durumda önerilen orijinal restorasyon iddiasını ispatlayacak belgenin bulunmadığını belirtti: "İlk yapıldığı dönemden sonra geçirdiği defalarca geçirdiği tamiratlar var. Elimizde bir belge yok. Mimar Sinan'ın yazışmalarında bu konuda bir işaret yok. Ve başka şeylerde de yani bu tip durumu ispat edebilecekleri bir kanıt yok. Yani her halükarda bu orijinal değil dedikleri süslemenin yerine koyacakları orijinal bir süsleme yok." Beksaç, UNESCO'nun bu tür yapılar için büyük değişikliklere karşı olduğunu hatırlatarak mahkeme kararını haklı bulduğunu kaydetti.
Sonuç ve beklenti
Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı, sel gibi tartışmalı restorasyon planlarının uygulanmasına yönelik idari denetimin önemini bir kez daha ortaya koydu. Kararın geçici olmasından dolayı nihai sonucun, idarenin sunacağı savunma ve mahkemede değerlendirilecek belgeler ışığında netleşeceği bildirildi. Süreç, hem koruma ilkeleri hem de kültür mirasının korunması açısından yakından izlenecek.
KUBBE ESKİ HALİ VE YAPILMAK İSTENEN