Dünya Genelinde Çalışanları Aşırı Sıcaktan Koruma Düzenlemeleri Artıyor
Japonya, çalışanlarının aşırı sıcaklardan korunması amacıyla yeni bir yönetmelik kabul etti. Bu düzenleme ile işverenler, sıcaklık nedeniyle etkilenebilecek çalışanları korumak için raporlama mekanizmaları ve acil müdahale prosedürleri oluşturmakla yükümlü hale geliyor. İstanbul Gedik Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutluhan Bozkurt, Japonya'nın bu yönetmelikle iklim değişikliğiyle başa çıkma çabası içinde olduğunu belirtiyor.
Haziran itibarıyla yürürlüğe giren yönetmelik, hava sıcaklığının 31 dereceyi aşması durumunda geçerlidir. Kurallara uymayan işverenler hakkında 6 aya kadar hapis veya 500 bin Japon yenine (yaklaşık 138 bin Türk lirası) kadar para cezası uygulanabilir.
Diğer Ülkeler de Önlemler Alıyor
Japonya'nın yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kanada ve ABD gibi birçok ülke de çalışanlarını aşırı sıcaklardan korumak amacıyla çeşitli önlemler alıyor. Örneğin, ABD'nin California eyaletinde işverenler, dış mekanda çalışanlara yeterli içme suyu sunmak ve gölgelik alanlar sağlamak zorunda bırakılıyor. İç mekan çalışanları için iç ortam sıcaklığı 27,7 dereceye ulaştığında, ek önlemler zorunlu hale geliyor.
BAE'de ise 15 Haziran-15 Eylül tarihleri arasında 12.30-15.00 saatleri arasında açık alanda çalışmak yasak. Bu kural ihlal edildiğinde, işverenlere her ihlal edilen çalışan başına 5 bin BAE dirhemi (yaklaşık 55 bin TL) para cezası kesiliyor.
Kanada'da ise işverenler, sıcaklık ve nem seviyelerini izlemek ve çalışanlara serinleme alanları sağlamak zorunda. Bu yükümlülüklere uymayan işverenler ciddi cezalarla karşılaşabilir.
İklim ve Çalışma Koşulları Üzerine Değerlendirmeler
Prof. Dr. Bozkurt, sıcak hava koşullarının iş verimliliğini düşürdüğünü ve bu durumun piyasalara ve ürün kalitesine olumsuz etki yarattığını belirtiyor. Ayrıca, iklim değişikliğinin iş gücü sağlığı üzerindeki etkileri konusunda artırılan farkındalığın, hukuksal düzenlemelerle desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Bozkurt, yaşam hakkının korunmasının önemine değinerek, devletlerin ve uluslararası kuruluşların temiz enerji dönüşümünü teşvik etmeleri gerektiğini ifade etti. Gelecekte ise gezegenin yaşam hakkını koruma adına daha kapsamlı yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulacağını belirtti.
