Dünya Bankası ile Lübnan arasında 250 milyon dolarlık kredi anlaşması imzalandı
Anlaşmanın kapsamı ve hedefleri
Lübnan, İsrail saldırılarında zarar gören bölgelerdeki altyapının yeniden inşası amacıyla 250 milyon dolarlık kredi anlaşmasını imzaladı. Maliye Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, kredi anlaşmasının Maliye Bakanı Yasin Cabir ile Dünya Bankası Bölge Direktörü Jean-Christophe Carret arasında imzalandığı belirtildi.
Cabir, imzalanan bu krediyle altyapının yeniden inşası için bir fon oluşturulacağını ve söz konusu fonun 1 milyar dolara ulaşmasının hedeflendiğini açıkladı. Kredi kaynakları, son saldırılarda zarar gören elektrik, su, yol, okul ve hastane altyapılarının onarımı ve yeniden inşasına tahsis edilecek.
Projenin rolü ve beklenen etkileri
Dünya Bankası Bölge Direktörü Carret, kredinin Lübnan'a yönelik acil destek projesi kapsamında sağlandığını ve bunun Lübnan hükümetinin toparlanma ve yeniden yapılanma stratejisinin önemli bir ayağını oluşturduğunu vurguladı. Carret, projenin hasarlı kamu altyapısını yeniden inşa etme aracılığıyla sürdürülebilir, kapsayıcı ve iklime dayanıklı bir yeniden yapılanmanın temelini atmayı amaçladığını ifade etti.
Carret ayrıca, bu desteğin hükümete önümüzdeki 18-24 ay içinde yerinden edilmiş nüfusun geri dönmesine yardımcı olacak, işletmelerin yeniden açılmasını sağlayacak ve yeni istihdam alanları oluşturacak acil yatırımlar yapma imkânı tanıyacağını belirtti. Bu çerçevede kredi, hem kısa vadeli acil ihtiyaçları karşılamayı hem de orta vadede toplumsal ve ekonomik toparlanmayı desteklemeyi hedefliyor.
Finansal büyüklük ve yeniden inşa maliyeti
Maliye Bakanı Cabir, daha önce yaptığı açıklamada İsrail saldırılarında hasar gören bölgelerin yeniden inşa maliyetinin yaklaşık 7 milyar dolar olarak tahmin edildiğini belirtmişti. Bu bağlamda Dünya Bankası'nın sağladığı 250 milyon dolarlık kredi, daha geniş bir finansman paketinin ve koordineli yatırımların ilk adımı olarak değerlendiriliyor.
Uzmanların ve yetkililerin odak noktası, sağlanan kredinin etkin kullanımı, önceliklendirme ve izleme mekanizmalarının kurulması olacak; böylece yeniden inşa sürecinin hem şeffaf hem de ihtiyaçlara uygun biçimde yürütülmesi sağlanabilecek.