Doğu Karadeniz’de sıvasız tuğla yapılar bölge görünümünü ve dayanımını zedeliyor
Doğu Karadeniz, doğal yeşil-mavi dokusuyla yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekerken, şehir merkezlerinden yukarılara çıktıkça yaygınlaşan sıvasız tuğlalı yapılar bölgenin mimari imajını gölgeliyor. Bu yapılar sadece estetiği bozmakla kalmıyor; enerji verimliliği, yapısal dayanım ve uzun vadeli bakım maliyetleri açısından da doğrudan olumsuz sonuçlar doğuruyor.
Turizm ve görsel etki
Turistlerin yoğun olarak geldiği Doğu Karadeniz’de, özellikle kıyı merkezlerinin dışına çıkıldığında karşılaşılan sıvasız yapılar, bölgenin mimari bütünlüğünü zedeleyerek imaj kaybına yol açıyor. Görsel bütünlük ve bölge tanıtımı açısından bu durum, turizm algısını doğrudan etkileyebilecek bir unsur olarak öne çıkıyor.
Enerji verimliliği ve yerel algılar
İslampaşa Mahallesi Muhtarı Ayşe Memişoğlu bölge halkının dış cephe harcamalarını gereksiz gördüğünü vurguluyor: "Rizeliler bunu hiç ihtiyaç olarak görmemişler. Bizim Rizeliler bunu gereksiz masraf olarak değerlendiriyor. Sonuçta evi yapıp içerisine oturunca dışına pek önem vermiyor." Memişoğlu, geçmişte köyden kesilen odunla ısınma alışkanlığının ısı kaybı kaygısını azaltması ve "neden masraf edeyim?" yaklaşımının sıvasız yapılaşmaya katkı sağladığını belirtiyor.
Yapı dayanımı: Nem, yağmur ve donatı zararları
Mimar Nida Karaca ise bölgenin yüksek yağış miktarının sıvasız yapıların ömrünü kısalttığını aktarıyor: "Sıva ve boya Rize çok yağış alan bir bölge olduğu için binayı dış etkenlerden koruyor. Sıva olmadığında rüzgar ile gelen yağmur binanın betonuna ve içerisindeki donatılara işliyor. Ve bu durum yağmurun işlediği donatının paslanmasına, genleşmesine ve betonun yıpranmasına neden oluyor." Karaca, özellikle zemin kat kolonlarının dışarıda bırakılmasının ve dış cephenin sıvasız kalmasının dayanımı azalttığını; bu nedenle su itici sıva ve boya kullanımının önemine dikkat çekiyor.
İklimsel etkiler ve cephe yönü
Mimar Ayşe Kürtahmetoğlu ise tuğlanın teoride dayanıklı olduğunu, fakat Karadeniz ikliminde bu avantajın kaybedilebildiğini belirtiyor: "Özellikle kuzeye bakan cephelerde yağıştan kaynaklı giderek aşınma, rutubet, küf ve iç mekanda sıvada dökülmeler görülebiliyor." Kürtahmetoğlu, ısı yalıtımının sıva ve boya ile sağlanan bantlar aracılığıyla önemli oranda geliştirildiğini hatırlatarak, doğru yalıtım sisteminin seçilmesinin gerekliliğini vurguluyor.
Uzman değerlendirmesi ve pratik öneriler
Uzmanların görüşleri bir araya getirildiğinde öne çıkan başlıklar şunlar: sıvasız dış cephelerin estetik ve ekonomik maliyeti, yağış ve nemin betonarme donatılara zarar vererek yapı ömrünü kısaltması, ve yalıtım ile su iticiliğin eksikliğinin enerji kayıplarını artırması. Bu çerçevede uzmanlar; dış cephelerde sıva ve boya uygulanması, özellikle zemin katların korunması ve bölge koşullarına uygun su itici sıva/boya tercih edilmesini öneriyor.
Doğu Karadeniz’in hem turizm değeri hem de yapı sağlığı açısından, yerel algıları ve ekonomik gerekçeleri dikkate alan, sürdürülebilir bir dış cephe politikası oluşturulması bölge için öncelikli adım olarak görülüyor.
DOĞU KARADENİZ’İN ESTETİĞİNİ BOZAN YAPILARIN SIVASIZ TUĞLALI OLUŞU, ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE BİNALARIN ÖMRÜNÜ DE DOĞRUDAN ETKİLİYOR