Fidan Washington temaslarını değerlendirdi
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD ziyareti kapsamında Washington’da gerçekleştirdiği temaslara ilişkin basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu. Fidan, Beyaz Saray’daki görüşmelerin Suriye meselesinde kapsamlı diyaloglara dönüştüğünü ve Türk-Amerikan işbirliği fırsatlarının ele alındığını söyledi.
Beyaz Saray’daki görüşmelerin kapsamı
Fidan, Beyaz Saray’da mevkidaşı ve Milli Güvenlik Danışmanı olarak anılan Marco Rubio, Steve Witkoff, Suriye Özel Temsilcisi olarak tanımlanan Ankara Büyükelçisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle bir dizi toplantı gerçekleştirdiğini aktardı. Ziyaretin, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın Beyaz Saray programıyla örtüştüğünü ve Şara ile yapılan temaslar sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın selamlarının iletildiğini belirtti.
Fidan, toplantılarda Suriye’nin kalkınması, ülke birliği, bölge güvenliği ve Amerika ile işbirliği imkanlarının detaylı biçimde ele alındığını vurguladı. Toplantılara ayrıca J.D. Vance’in de katıldığını ifade etti.
Üç aşamalı müzakereler ve özel temsilcilerle görüşmeler
Fidan, görüşmelerin üç aşamada yürütüldüğünü; önce Başkan Trump ile, sonra Marco Rubio ile, ardından da özel temsilcilerle uzun görüşmeler yapıldığını anlattı. Tom Barrack ile özellikle Suriye’ye ilişkin meselelerin, Steve Witkoff ile ise Filistin, Rusya‑Ukrayna ve İran konularının detaylı ele alındığını söyledi.
Sezar Yasası tartışmaları
Sezar Yasası’nın Suriye ekonomisini etkileyen önemli bir unsur olduğuna dikkat çeken Fidan, yasadaki kısıtlamaların kaldırılmasının ve uygulamanın Kongre düzeyinde kalıcı hâle getirilmesinin önemini vurguladı. Fidan, Başkanlık yetkileriyle getirilen geçici istisnelerin sınırlı etkisine işaret ederek, yasanın tamamen ortadan kaldırılarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
Bölgesel güvenlik ve Suriye’nin toprak bütünlüğü endişesi
Fidan, özellikle güneyde Süveyda ve kuzeydoğuda PKK/YPG öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’nin bulunduğu bölgelerdeki sorunların dikkatle yönetilmemesi hâlinde ülkenin parçalanma riskiyle karşı karşıya kalabileceğini söyledi. Türkiye’nin önceliğinin Suriye’nin toprak bütünlüğü ve tüm grupların can ile mal güvenliğinin sağlanması olduğunu vurguladı ve bu amaca ulaşmak için üçlü işbirliği zeminlerinin önemine dikkat çekti.
BM Güvenlik Konseyi süreci ve Gazze
Fidan, Gazze’deki ateşkes sürecine ilişkin olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde yürüyen çalışmaların kritik olduğunu belirtti. Trump’ın barış planı çerçevesindeki ilerlemenin bazı aktörlerin Güvenlik Konseyi kararı arayışını gerektirdiğini; Türkiye olarak uygulanabilir, deneyim ve endişelerini yansıtan bir karar metni talep ettiklerini söyledi. Ayrıca İstanbul’daki ev sahipliği ve sekiz ülke ile temas grubunun çalışmalarının bu çabaya katkı sağladığını aktardı.
Fidan, Beyaz Saray’da gerçekleştirilen toplantıların, Tom Barrack gibi sürekli iletişim kurabilecek muhatapların bulunmasının sürece hız ve pratiklik kazandırdığını ve Türkiye’nin görüşlerini farklı zeminlerde aktarma imkanı bulduğunu ifade ederek değerlendirmesini sonlandırdı.
FİDAN: "BEYAZ SARAY’IN SURİYE MESELESİNDE OLDUKÇA YAPICI BİR TAVIR TAKINMASI ÇOK OLUMLU"