Demokratik Kongo Cumhuriyeti, M23'ün Sivillere Yönelik Saldırımlarını Kınadı
Demokratik Kongo Cumhuriyeti (KDC) hükümeti, 23 Mart Hareketi'nin (M23) Doha'da imzalanan ateşkes anlaşmasına rağmen geçen ay ülkenin doğusunda 300'den fazla sivili öldürmesini şiddetle kınadı.
KDC İletişim Bakanlığından yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletlerin (BM) ülkenin doğusunda bir ayda 319 sivilin öldüğünü belirten raporuna atıfta bulunularak, "M23'ün yeniden eyleme geçmesinden bu yana kaydedilen en ağır rakamlardan biri olan bu sayı, trajik şekilde Kasım 2022'deki Kishishe Katliamı'nın dehşetini anımsatıyor." denildi.
Açıklamada, hükümetin ülkenin doğusundaki çatışmaları durdurmayı amaçlayan Katar arabuluculuğundaki anlaşmada yer alan taahhütlerin "aleni ihlali" olduğu savunuldu. Hükümetin, failleri adalete teslim ederek kurbanları onurlandırma sözü verdiği bildirildi.
Hükümet Sözcüsü Patrick Muyaya, "Dehşet karşısında sessiz kalınması durumunda hiçbir barış süreci ilerleyemez." ifadelerini kullandı.
M23, barış görüşmelerinin bir sonraki turu öncesinde Kongo ordusunu ateşkes ihlali yapmakla suçladı. BM İnsan Hakları Ofisi, 6 Ağustos'ta KDC'nin Kuzey Kivu eyaletindeki dört köyde M23'ün düzenlediği saldırılarda en az 319 sivilin öldüğünü bildirmişti.
KDC ile M23 arasında Katar'ın kolaylaştırıcılığında 19 Temmuz'da İlkeler Bildirgesi imzalanmıştı.
KDC'deki Çatışmalar
KDC'nin doğusunda güvenliği sağlamak amacıyla bölge ülkeleri tarafından 23 Mart 2009'da imzalanan barış anlaşmasının bozulmasının ardından M23 grubu ortaya çıkmıştı. M23, büyük ölçüde Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame'nin de kabilesi olan Tutsilerden oluşmaktadır.
BM ve KDC'nin M23'e destek vermekle suçladığı Ruanda, bu iddiaları reddetmektedir. M23 üyeleri, yıl başından bu yana Kuzey-Kivu eyaletinin başkenti Goma ve Güney-Kivu'nun başkenti Bukavu'yu ele geçirmiştir.
KDC'nin doğusundaki çatışmalar nedeniyle yıl başından bu yana yaklaşık 1 milyon kişi yerinden olmuştur.