Dalai Lama'nın Açıklamaları
Tibet'in ruhani lideri Dalai Lama, ölümünden sonra Budizm geleneğinin devam edeceğini belirterek, unvanını elinde tutan son kişi olacağına dair tartışmalara son verdi. Dini bir etkinlikte yaptığı konuşmada, Tibet Budizminin Budizm geleneğinin bir parçası olarak tanınması gerektiğinin altını çizdi.
Dalai Lama, ölümünün ardından "reenkarne (yeniden doğuş)" olacağını ve Budizm geleneğinin yaşamaya devam edeceğini ifade etti. Bu açıklaması, onun ruhani liderlik unvanını elinde tutan son kişi olacağı yönündeki tartışmalara son vermiş oldu.
Dalai Lama, seçtiği halefinin belirlenmesi sürecine kimsenin müdahale etmemesi gerektiğini de kaydetti.
Tibet'in Statüsü
Tibet Platosu, Himalaya Dağları'nın kuzeyinde yer alan ve deniz seviyesinden ortalama 4,380 metre yüksekliği ile "dünyanın çatısı" olarak adlandırılan 2,5 milyon kilometrekarelik bir bölgedir. Tarihsel olarak yarı göçebe Tibet halkının vatanı olan bu bölge, 1951'de imzalanan 17 Nokta Anlaşması ile Çin Halk Cumhuriyeti egemenliğine girmiştir. Pekin yönetimi bunu "Tibet'in barışçıl özgürleşmesi" olarak tanımlamaktadır.
Dalai Lama, 1959'da bağımsızlık yanlısı ayaklanmanın başarısız olmasının ardından Tibet'i terk etmiş ve Hindistan'ın kuzeyindeki Dharmsala kentine yerleşerek sürgündeki Tibet meclisi ve hükümetini kurmuştur. Çince yönetim ise sürgündeki Tibet yönetimini tanımamaktadır ve 2010'dan bu yana Dalai Lama'nın temsilcileriyle herhangi bir iletişimde bulunmamıştır. Pekin, Tibet'in 13. yüzyıldan beri Çin'in parçası olduğunu ve ayrı bir varlık oluşturmadığını savunarak sürgündeki hükümeti ayrılıkçılıkla suçlamaktadır.
Dalai Lama ve destekçileri ise Tibet'in büyük bir kısmında tarihsel olarak bağımsız bir varlık olarak var olduğunu ileri sürmektedirler.