Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, ABD yönetiminin ülkesindeki beyaz azınlığın zulüm gördüğü yönündeki iddialarını yalanladı. Ramaphosa, hafta boyunca gerçekleştirdiği basın toplantısında, ABD'nin Güney Afrika'ya yönelik mali yardımlarını kesme kararı almasına neden olan bu iddialara sert bir yanıt verdi.
Ramaphosa, Güney Afrikalıların birbirine düşürülmesine izin verilmemesi gerektiğini belirterek, "Ülkemizin belirli bir ırk veya kültüre mensup insanların zulmün hedefi haline geldiği bir yer olduğu yönündeki tamamen yanlış anlatıya karşı çıkmalıyız" dedi.
ABD Başkanı Donald Trump, Güney Afrika'nın 63 milyonluk nüfusunun yüzde 8'inden fazlasını oluşturan beyazların, siyahların liderliğindeki hükümet tarafından ırk ayrımcılığına uğradığını öne sürdü. Beyaz toplumu oluşturan büyük çoğunluğun, sömürge döneminde bölgeye gelen Hollanda kökenli Afrikaner etnik grubundan geldiği bilinmektedir.
Beyaz Saray'dan 7 Şubat'ta yapılan bir açıklamada, Güney Afrika'nın 2024 tarihli Toprak Kamulaştırma Yasası, İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı "soykırım" davası ve İran ile olan ilişkileri nedeniyle bu ülkeye yapılan yardımların sona erdirileceği belirtilmişti. Trump, Güney Afrika yönetiminin beyaz çiftçilere kötü davrandığını iddia ederek, bu kişilere vatandaşlık verilmesi çağrısında bulundu.
Ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 15 Mart'ta yaptığı açıklamada, Güney Afrika'nın ABD Büyükelçisi Ebrahim Rasool'un "istenmeyen kişi" ilan edildiğini duyurdu. Rasool, Trump'ı beyaz üstünlükçülüğe öncülük etmekle itham etti ve ülkesine döndüğünde istenmeyen kişi ilan edilmesi durumunu kendisi için bir "onur rozeti" olarak değerlendirdi.
Son olarak, ABD'nin Pretorya Büyükelçiliği geçtiğimiz hafta, Beyaz Saray'ın Güney Afrika'daki beyaz azınlık grubunun üyelerini yeniden yerleştirme planı kapsamında, ABD'de mülteci statüsü için 67 binden fazla kişinin isminin alındığını açıkladı.