Diyanet Akademisi Başkanlığı 1. Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Merasimi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şeriata düşmanlığı dine husumet olarak nitelendirdi. İnanıp inanmamanın tercih meselesi olduğunu söyleyen Erdoğan, dinin emirlerine dil uzatmanın başka bir konu olduğunu vurguladı.
Bugün Diyanet Akademisi Başkanlığı Birinci Dönem Aday Din Görevlileri mezuniyeti için bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu aktaran Erdoğan, uzun zamandır uğraş verilen bu projenin meyvesini yeni yemeye başladıklarını vurguladı. Projenin ilk kez 2012 yılında başlandığını aktaran Erdoğan, 10 yılı bulan yoğun bir çalışmanın ardından sonunda hayata geçirildiğini kaydetti. Akademinin kurulmasının ardından Diyanet camiasının çok daha donanımlı bir hale geldiğini belirtti.
Dini hizmetlerin niteliği artacak!
Erdoğan konuşmalarına müezzin, kayyım, imam hatip, kuran kursu öğretmeni ya da vaiz olarak görev yapacak adayların 6 ay ile 3 yıl arasında eğitim almak zorunda olduklarını açıklayarak devam etti. Söz konusu eğitimlerin yasal bir çerçeveye oturtulduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, din hizmetlerinin niteliklerinin daha da artırılacağını kaydetti. Ayrıca, diyanet mensuplarının sadece ülkemizde değil, yurt dışına da ilmini taşıyacağını vurguladı.
İlk dönem kursiyerlerinin mezuniyetini vermenin mutluluğu içinde olduğunu söyleyen Erdoğan, 4537 adayın 8 aylık eğitim sürecini tamamladığını kaydetti. Mezunların 3120’sinin imam hatip, 250’sinin müezzin kayyım ve 1167’sinin de Kur’an kursu öğreticisi olarak görev alacağını ekledi.
“Türk demek Müslüman demektir!”
Yaklaşık bin yıldır Türkler’in İslam’ı benimsediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkler İslam’ın, İslam da Türklerin kılıcı olmuştur” ifadelerini kullandı. Tarih kitaplarına bakıldığında da Türk demenin Müslüman demek olduğunun görüleceğini vurguladı. Daha sonra ise şeriat düşmanlığına dair şunları söyledi:
“Çok açık ve net söylüyorum. İslam'ın gaza ruhunu taşımayan bir Türklük tanımı ve projesi, aslında Türk milletini müzeye kaldırma, folklorik bir öge haline getirme teşebbüsüdür. Burada gaye milletin mayasını bozmak, dışarıdan sarsamadıkları kaleyi içeriden çökertmek, mümkünse teslim almaktır. Kampanyanın ikinci kulvarında ise farklı maskeler altında sahnelenen "şeriat" düşmanlığı vardır.
İslam'ın hayata dair kurallarının bütününü temsil eden şeriata düşmanlık, esasında dininin bizatihi kendisine husumettir. İnanıp-inanmamak, yaşayıp-yaşamamak elbette bir tercih meselesidir; ama dinin emirlerine dil uzatmak başka bir konudur.”
Daha sonra ise Erdoğan, Özgür Özel’in dini eğitime dair yaptığı yorumları baz alarak insanları kılık-kıyafetine göre ayırdıklarını vurguladı. Millete ait değerlerin gerilik emaresi olarak gösterildiğini vurgulayan Erdoğan, “cehaletin konforunu bilginin zahmetine tercih ettiler” yorumunu yaptı.
“Erkeğiyle kızıyla bu nesli siz yetiştireceksiniz!”
Şeriata yönelik sergilenen tavrı pervasızlık olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun temelinde cehalet ve bilgisizlik olduğunu söyledi. Ülkede bir kesimin içinde bulunduğu cehaletle birlikte karanlıkta boğulduğunu söyleyen Erdoğan, bir İmam-ı Azam Ebû Hanîfe hazretlerinin bir kıssasını anlattı. Kıssadan sonra da mezunlara dönerek “Zihnin dinamik halini görüyor musunuz? İşte ben karşımdaki hocalarımdan bunu bekliyorum. İnşallah erkeğiyle, kızıyla yeni nesli bu şekilde siz yetiştireceksiniz.” İfadelerini kullandı.