Çorlu Kalesi'nde arkeolojik kazılar devam ediyor
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde Orta Çağ'da inşa edilen ve erken Bizans döneminde stratejik öneme sahip olduğu değerlendirilen Çorlu Kalesi'nde arkeolojik çalışmalara devam ediliyor. Kazı çalışmaları Tekirdağ Müze Müdürlüğü başkanlığında, Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) ve Çorlu Belediyesi işbirliğiyle yürütülüyor.
Kazı çalışmaları ve işbirliği
Yürütülen kazılarla kalenin mimari kalıntılarının gün yüzüne çıkarılması ve bu bulguların gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor. Çalışmaların koordinasyonunu sağlayan taraflar, bölgenin tarihsel dokusuna dair yeni veriler elde etmeye odaklanıyor.
İnceleme ziyaretleri ve bilgilendirme
Çalışma alanı; AK Parti Tekirdağ Milletvekili Gökhan Diktaş, Çorlu Kaymakamı Niyazi Erten, Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt ve İl Kültür ve Turizm Müdürü Ömer Faruk Karaküçük tarafından ziyaret edildi. Ziyarette, Kazı Başkanı ve Müze Müdürü Abdülgani Tarkan ile NKÜ Arkeoloji Bölümü Bilimsel Danışmanı Dr. Öğretim Üyesi Serhat Foça kazı çalışmaları hakkında yetkililere bilgi verdi.
Kazı ekibi ve hedefler
Kazı Başkanı ve Müze Müdürü Abdülgani Tarkan tarafından verilen bilgiye göre kazı çalışmaları; bir restoratör, bir sanat tarihçisi, iki arkeolog ve yirmi işçinin katılımıyla sürdürülüyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Ömer Faruk Karaküçük incelemelerin ardından, yürütülen çalışmaların Çorlu Kalesi'nin tarihine ışık tutacağını belirtti ve kazıların süreceğini vurguladı.
Tarihi arka plan
Tarihi kaynaklarda Roma İmparatorluğu döneminde "Tzurulon" adıyla anılan Çorlu, Via Militaris (Ordu Yolu) üzerinde bir mansio (geceleme yapılan menzil istasyonu) olarak stratejik öneme sahipti. MS 4. yüzyıl sonlarında municipium statüsü kazanan yerleşim, Doğu Roma İmparatorluğu'nun önemli merkezlerinden biri haline geldi. 30 Nisan 313'te Campus Serenus'ta gerçekleşen savaşta İmparator Licinius ile rakibi Maximinus Daia karşı karşıya geldiği kaydediliyor.
Orta Çağ'da inşa edilen Çorlu Kalesi bugün yalnızca batı duvarının bir bölümüne kadar ayakta kalmış durumda. Tarihsel kaynaklarda 550 yılında Slavların, 592 yılında ise Avarların kaleyi kuşattığı; Slavların komutan Asbasdos'u esir aldığı, Avarların ise komutan Priskos'u kuşattığı belirtiliyor. MS 8. yüzyıldan itibaren bölgenin bir piskoposluk merkezi olarak anıldığı ve 1359-1361 yıllarında I. Murat döneminde Osmanlı hakimiyetine geçtiği kaynaklarda yer alıyor.
Kazıların önümüzdeki dönemde de sürdürülmesi planlanıyor; çalışmalardan elde edilecek bulguların kalenin yapısal ve tarihsel çözümlemesine katkı sağlaması bekleniyor.