DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0%
BITCOIN
3.845.421,71 0,01%

Çevrim içi Alışverişin Evrimi: 'Tek Tıkla Seç, Satın Al ve Bekle' Davranışa Dönüşüyor

Çevrim içi alışveriş, mobil cihazlar ve veri odaklı dijital pazarlama sayesinde tercihten yönlendirilen davranışa dönüştü; pandemi süreci ve algoritmalar bu dönüşümü hızlandırdı.

Yayın Tarihi: 08.09.2025 11:01
Güncelleme Tarihi: 08.09.2025 11:09

Çevrim içi Alışverişin Evrimi: 'Tek Tıkla Seç, Satın Al ve Bekle' Davranışa Dönüşüyor

Giriş: Alışverişten dijital davranışa

Üşranur Keskinkılıç tarafından hazırlanan haberin ilk bölümünde, çevrim içi alışverişin doğuşu, stratejileri ve yaygınlaşma süreci uzman görüşleriyle ele alınıyor. Binlerce yıllık alışveriş pratikleri, internet çağıyla birlikte "tek tıkla seç, satın al ve bekle" döngüsüne evrildi ve zamanla basit ihtiyaçtan alışkanlık ve bağımlılığa uzanan bir davranış biçimi haline geldi.

Tarihçe: Tele-alışverişten mobil ticarete

Çevrim içi alışverişin kökeni, telefon üzerinden sipariş veren tele-alışveriş uygulamalarına kadar uzanıyor. 1979'da Michael Aldrich ev tipi televizyonu telefon hattıyla bilgisayara bağlayarak tele-alışverişin öncülerinden birini oluşturdu. 1992'de Charles Stack tarafından kurulan Book Stacks Unlimited ise erken çevrim içi alışveriş örnekleri arasında yer aldı. İnternette güvenliği artıran Secure Socket Layers (SSL) protokolünün 1994'te geliştirilmesi, e-ticaretin yaygınlaşmasında önemli bir adım oldu.

Akıllı telefonların hızla yaygınlaşması ve mobil e-ticaretin gelişimi, çevrim içi alışverişi günlük alışkanlık haline getirdi. Mobil ticaret kısa sürede çevrim içi alışveriş hacminin önemli bir bölümünü oluşturarak belirtilenlere göre tüm çevrim içi alışverişin yüzde 60'ına ulaştı.

Çevrim içi alışveriş: Tüketici mi, veri kaynağı mı?

Bugün çevrim içi alışveriş, yalnızca ürün alım süreci olmaktan çıktı; arka planda çalışan algoritmalar, kişiselleştirme ve büyük veri analizleriyle tüketici davranışlarını şekillendiren bir pazarlama mekanizmasına dönüştü. Sınırlı stoklar, ani indirimler ve "kaçırma" korkusu gibi öğeler, kullanıcıları görünmez bir rekabete ve aciliyet hissine itiyor.

Kullanıcının her tıklaması, duraksaması veya sepete ekleyip vazgeçtiği ürün, markalar için değerli veri haline geliyor. Bu nedenle çevrim içi alışveriş, artık bir tercihten çok dijital pazarlama stratejilerinin yönlendirdiği bir davranış biçimi olarak değerlendiriliyor.

Ürün mü, yaşam tarzı mı?

Pazarlama iletişimi artık doğrudan ürün satmaktan çok, o ürünün vaat ettiği yaşam tarzını sunmaya odaklanıyor. Aynı ürüne defalarca maruz kalma, farklı içerik formatları, reklamlar ve fenomen işbirlikleriyle tüketici dolaylı yoldan ikna ediliyor. Platformlardaki "Sizin için öneriler" bölümü gibi araçlar, önceki etkileşimlerden elde edilen verilerle kişiselleştirilmiş teklifleri öne çıkarıyor ve kullanıcıya özgür seçim hissi verirken kararları algoritmalar şekillendiriyor.

Uzman görüşleri

Dijital Pazarlama Uzmanı ve Brandok Dijital Performans Ajansı kurucu ortağı Ahmet Balat, e-ticaretin internetin yaygınlaşmasıyla paralel olarak geliştiğini ve Türkiye'de 2000'lerin başıyla birlikte ivme kazandığını belirtiyor. Balat, Amazon'un üzerinde çalıştığı yapay zeka özellikleriyle bazı kullanıcıların ürün alma olasılığını önceden sezerek depodan ürünü çıkarmaya başladığını ve bunun "düşünce gücüyle alışveriş" benzetmesine yol açtığını aktarıyor.

Balat ayrıca akıllı telefonların ortaya çıkışı ve internet erişim maliyetlerinin düşmesini e-ticaretin ilk büyük dönüm noktaları; küresel ölçekte ikinci dönüm noktasını ise Kovid-19 salgını olarak görüyor. Pandemi döneminde internet kullanımının ve e-ticaret hacimlerinin hızla arttığını, birçok firmanın ciro rekorları kırdığını vurguluyor.

İstanbul Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü'nden Öğretim Görevlisi Maryam Farzand ise Kovid-19 döneminin birçok kişi için çevrim içi alışverişe geçişi hızlandırdığını, bu sürecin zamanla "başa çıkma mekanizması" ve duygusal alışverişe dönüştüğünü söylüyor. Farzand, kişiselleştirilmiş bildirimlerin ve aciliyet yaratılan kampanyaların alışveriş bağımlılığını tetiklediğine dikkat çekiyor.

Riskler: Ruhsal ve maddi boyut

Uzmanlar çevrim içi alışverişin ticareti hızlandırıp ekonomiye katkı sağladığını belirtirken güvenlik ve psikolojik risklere de dikkat çekiyor. Balat, ürün satan platformların belirli sertifikalara sahip olması gerektiğini, güvenilmeyen sitelere kredi kartı bilgilerinin girilmesinin dolandırıcılık riskini beraberinde getirdiğini uyarıyor.

Farzand ise alışverişin terapi gibi romantikleştirilmesinin bağımlılığı normalleştirdiğini ve uzun vadede tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor. İnsanların altta yatan duygusal sorunları görmezden gelerek alışveriş davranışını meşrulaştırmalarının riskine dikkat çekiyor.

Dosya Haber ve Sonuç

AA muhabiri tarafından hazırlanan üç bölümlük dosya haberin bu ilk bölümünde, çevrim içi alışverişin tarihçesi, pazarlama stratejileri ve pandemiyle değişen alışkanlıklar uzman görüşleriyle ele alındı. Haber serisinin sonraki bölümleri, digital pazarlama uygulamalarının teknikleri ve bireysel düzeydeki etkilerini daha ayrıntılı inceleyecek.

Binlerce yıldır ihtiyaç ya da keyif odaklı alım ve satım maksatlı gelişen alışveriş, modern...

Binlerce yıldır ihtiyaç ya da keyif odaklı alım ve satım maksatlı gelişen alışveriş, modern dünyada çevrim içi alışverişin yaygınlaşmasıyla insanların tercihlerinden çok, pazarlama dünyasının yönlendirdiği davranış biçimine dönüşüyor. Takas biçimi olarak doğan, zamanla pazar alanlarından devasa mağazalara, oradan da dijital dünyanın sonsuz raflarına taşınan alışveriş, "tek tıkla seç, satın al ve bekle" döngüsüyle ihtiyaç odağından alışkanlık hatta bağımlılık seviyesine ulaştı.

Binlerce yıldır ihtiyaç ya da keyif odaklı alım ve satım maksatlı gelişen alışveriş, modern...

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı