DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0%
BITCOIN
3.835.077,16 0,28%

Cevdet Yılmaz: Makro ekonomik istikrar ve reform programı testleri geçti, milli gelir 1,3 trilyon doları aştı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, makro ekonomik istikrar ve reform programının testlerden geçtiğini, milli gelirin 2024'te 1,3 trilyon doları aştığını açıkladı.

Yayın Tarihi: 27.08.2025 21:15
Güncelleme Tarihi: 27.08.2025 21:15

Cevdet Yılmaz: Makro ekonomik istikrar ve reform programı testleri geçti, milli gelir 1,3 trilyon doları aştı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın İSO Meclisi Konuşması: Temel Mesajlar ve Stratejik Vurgular

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi 2025 Ağustos Ayı Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, son 2,5 yıldır uygulanan makro ekonomik istikrar ve reform programının birçok testten başarıyla geçtiğini söyledi ve ekonomik büyüme ile reform gündemini ayrıntılarıyla değerlendirdi.

Makroekonomik performans ve büyüme hedefleri

Yılmaz, Türkiye ekonomisinin son dönemde ulaştığı büyüklüğe dikkat çekerek, 2024 yılı itibarıyla milli gelirin 1,3 trilyon doları aştığını ve 2025'te henüz ikinci çeyrek verileri tam açıklanmamış olsa da yıl sonunda 1,5 trilyon dolara yakın bir seviyeye gelmesinin beklendiğini aktardı. Konuşmasında, son 22 yılda dünya ortalamasıyla karşılaştırıldığında Türkiye'nin yıllık büyümede daha yüksek bir performans gösterdiğini vurguladı: dünyada ortalama büyüme %3,5 iken Türkiye'nin %5,3 büyüdüğünü, bunun 22 yıllık dönemde önemli bir birikim yarattığını söyledi.

Yılmaz ayrıca Türkiye'nin bu dönemde 17'nci büyük ekonomi haline geldiğini, 2002'deki yaklaşık 230 milyar dolarlık milli gelirden bugünkü büyüklüğe ulaşıldığını belirtti ve ülkenin 2026'da yüksek gelirli ülkeler sınıfına yükselme hedefini yineledi. Kişi başına gelir için geçen yıl 15.500 dolar düzeyinde gerçekleşen veriye işaret ederek, bu yıl için 17 bin dolarlar civarında bir beklenti paylaştı.

Orta Vadeli Program (OVP) ve yapısal reformlar

OVP güncelleme sürecine dair bilgi veren Yılmaz, çalışmaların sürdüğünü, bakanlarla toplantılar gerçekleştirildiğini ve her yıl eylül ayının ilk haftasında OVP'nin güncellendiğini belirtti. Yılmaz, OVP güncellemelerinin üç temel eksende şekillendiğini aktardı: makro ekonomik göstergeler, bu görünüm çerçevesinde 2026 ve izleyen yılların temel bütçe büyüklükleri ve yapısal reformlar. Yapısal reformların beklenti ve reel kanallar üzerinden ekonomik geleceğe pozitif katkı sağlayacağını vurguladı ve karar alma süreçlerinde istişare, katılımcılık ilkesinin önemine dikkat çekti.

Sanayi, İSO'nun rolü ve jeopolitik ortam

Yılmaz, İSO'nun 24 bini aşkın üyesi ile Türkiye sanayisinin omurgasını oluşturduğunu, bu ailenin ülke sanayi üretiminin üçte birinden fazlasını gerçekleştirdiğini, toplam katma değerin yaklaşık %36'sını ve sanayi istihdamının yaklaşık %30'unu karşıladığını söyledi. İSO'nun Türkiye ihracatının yaklaşık üçte birini tek başına üstlendiğine dikkat çekti ve bu yapının ülkenin büyüme ve kalkınma vizyonunu somutlaştırdığını ifade etti.

Uluslararası ortamı değerlendirirken Yılmaz, küresel ekonomide belirsizliklerin yoğunlaştığını, jeopolitik gerilimlerin, ticaret savaşlarının ve kurallara dayalı kurumların zayıfladığı bir dönüşüm yaşandığını belirtti. Bu şartlar altında Türkiye'nin siyasi ve ekonomik konumlanmasıyla bu gelişmeleri fırsata çevirmesi gerektiğini vurguladı.

Deprem sonrası yeniden inşa ve finansman

6 Şubat 2023 depremlerinin ardından başlatılan inşa seferberliğine ilişkin Yılmaz, 11 ilde yürütülen çalışmalarda bugüne kadar yapılan harcamanın "bugünkü fiyatlarla" 3 trilyon lira (yaklaşık 70 milyar doların üzerinde) olduğunu, tamamlandığında toplam harcamanın 100 milyar doları aşacağını belirtti. Bu harcamaların yatırım niteliğinde kent altyapılarına, hastanelere, okullara, yollara ve yüz binlerce konuta yönlendirildiğini, yıl sonu itibarıyla 450 bin konutun hak sahiplerine teslim edilmesinin hedeflendiğini söyledi. Yılmaz, bütçe ve mali disipline verilen önemin bu süreci taşımada avantaj sağladığını vurguladı.

Enflasyon, sosyal etkiler ve politika araçları

Enflasyonun temel bir mesele olduğunu söyleyen Yılmaz, enflasyonla mücadelede kararlı ve koordineli olunacağını belirtti ve yıl sonunda "inşallah 20'li rakamlardan bahsedeceğiz" ifadelerini kullandı. Eğitim ve kira gibi sosyal harcamaların enflasyona etkisine dikkat çeken Yılmaz, üniversite dahil ücretsiz eğitim uygulamasını hatırlattı; kirada oturan nüfusun yaklaşık %28 olduğunu belirterek özellikle metropollerde kira sorununa yönelik tedbirlerin gündemde olduğunu söyledi. Para politikasının tek başına yeterli olmayacağını, kapsamlı tedbirler gerektiğini vurguladı.

İklim Kanunu, emisyon ticaret sistemi ve sanayinin rekabeti

Yılmaz, İklim Kanunu'nun enerji, madencilik ve yenilenebilir enerji alanlarını etkileyecek düzenlemeler içerdiğini ve bir emisyon ticaret sistemi oluşturulacağını duyurdu. Kanunla ilgili yayılan yanlış algılara karşı çıkarak, bu düzenlemenin amaçlarının ticarî yaptırım yerine sanayinin Avrupa pazarındaki rekabetini korumak ve Avrupa'nın talep edeceği maliyetleri ülke içinde tutmak olduğunu, elde edilecek kaynağın sanayinin yeşil dönüşümüne aktarılacağını belirtti.

Sanayi üretimi, istihdam ve hedeflenen destekler

Sanayi üretim endeksinin haziran ayında yıllık bazda %8,3 arttığını ve genel istihdam görünümünün güçlü olduğunu aktaran Yılmaz, işsizlik oranının 26 aydır tek haneli seviyelerde seyrettiğini söyledi. İstanbul'daki organize sanayi bölgelerinde istihdam verilerine değinen Yılmaz, 9 OSB'de 335 bin kişinin çalıştığını, tüm parseller üretime geçtiğinde bu rakamın 435 bine ulaşmasının öngörüldüğünü belirtti.

Sanayicilere yönelik destek mekanizmalarını da özetleyen Yılmaz, YTAK programı kapsamında Merkez Bankası desteğiyle ayrılan 500 milyar liralık fon, iki yılı geri ödemesiz on yıl vadeli düşük faizli kredi imkanları ve Hit30 programı gibi seçici desteklerin sürdüğünü, hedefin ithalatı azaltıcı ve teknolojik düzeyi yüksek projelere öncelik vermek olduğunu söyledi.

Kapanış: Beklentiler ve öncelikler

Yılmaz konuşmasını, mevcut dönemin zorluklarına rağmen önümüzdeki yıl için finansal koşulların ve yatırım ortamının daha elverişli olacağı beklentisini paylaşarak tamamladı. Sektörel sıkıntı yaşayan alanlarda (tekstil, deri, mobilya vb.) bölgesel teşvikler ve prim destekleriyle dönüşümün desteklendiğini vurguladı ve desteklerin programın genel çerçevesini bozmadan, yüksek katma değer üreten yatırımlara yönlendirilmesinin önemine dikkat çekti.

Özetle: Yılmaz, makro ekonomik istikrar ile yapısal reformların birlikte yürütüldüğünü, ekonomik verilerin güçlendiğini ve sanayinin dönüşümünü destekleyecek politika paketlerinin uygulandığını belirtti. Konuşma, OVP güncellemeleri, deprem sonrası yeniden yapılanma, iklim düzenlemeleri ve seçici sanayi destekleri etrafında şekillendi.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı