Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın Adli Yıl Açılış Konuşması
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Yargıtay Başkanlığı’nda düzenlenen 2025-2026 Adli Yıl Açılış Töreninde yaptığı konuşmada, ülkenin adalet, anayasa ve yargı reformu hedeflerini ayrıntılı şekilde aktardı. Yılmaz, milletin beklentisinin geçmişteki darbe etkilerinden arındırılmış, gelecek odaklı ve demokratik bir anayasa olduğunu vurguladı.
Gazze, Uluslararası Adalet ve Türkiye'nin Tutumu
Yılmaz, Gazze’de yaşananları adalet, ahlak ve etik açısından bir uyarı olarak nitelendirerek, toplumların maddi ilerlemesi ne kadar ileri olursa olsun adaletten kopmanın insanî değerden yoksun bir ilerleme anlamına geldiğini belirtti. İsrail yönetimi ve Binyamin Netanyahu’nun politikalarının uluslararası kurumlara ve adalete verdiği zarar üzerinde durdu. Türkiye Cumhuriyeti’nin başından itibaren mazlum Filistin halkının yanında olduğunu, uluslararası adalet süreçlerine katkı sağladıklarını ifade etti ve Uluslararası Adalet Divanı’ndaki soykırım davasının bir an önce neticelenmesini temenni etti.
Yılmaz, bazı güçlü ülke ve çevrelerin Gazze karşısındaki suskunluğunu eleştirerek, bunun uluslararası adalet açısından tehlikeli bir atmosfer yarattığını söyledi ve insanlık ittifakının eninde sonunda galip geleceğine olan inancını dile getirdi.
Adaletin Devlet, Toplum ve Birey İçin Önemi
Yılmaz, adaletin devletin temeli olduğunu; kalkınma, sosyal refah ve temel hak-gazetelerin teminatı olduğunu vurguladı. Her vatandaşın hakkının korunmasının, güçsüzün güçlü tarafından ezdirilmemesinin hayati önem taşıdığını belirtti. Bir hükmün veya kararın değerinin yalnızca yazılı maddelere değil, millet vicdanında da kabul görmesine bağlı olduğunu söyledi.
Yargının, devlet ile millet arasındaki güven bağının güçlü teminatı olduğunu hatırlatan Yılmaz, yargı kararlarının demokratik ortamda eleştirilebileceğini; ancak yargı mensuplarına hakaret edilmesinin, adalet kurumuna güvenin zedelenmesinin ve bağımsız yargıya baskı yapılmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Mahkemelerin Rolü: Hukuka Uygunluk Denetimi
Yılmaz, mahkemelerin yerindelik değil hukuka uygunluk denetimi yapması gerektiğini belirtti. Yerindelik alanına girmenin siyasetin ve idarenin alanına girmek anlamına geldiğine dikkat çekti ve yargının taraf olmaması gerektiğini yineledi.
İnsan Kaynağı, Mahkeme Sayıları ve Adli Yapıdaki Değişim
Hakim ve savcı sayısına ilişkin verdiği verilerde, 2002 yılında 9.349 olan hakim-savcı sayısının bugün yüzde 173 artışla 25.551 olduğunu, toplam kadın hakim ve savcı sayısının 2002’de 1.847 iken bugün yüzde 433 artışla 9.841 olduğunu aktararak insan kaynağındaki dönüşümü vurguladı. Ayrıca faal adli ve idari yargı ilk derece mahkemelerinin sayısını 3.727’den 8.898’e çıkardıklarını, istinaf mahkemelerinin kurulmasıyla Yargıtay ve Danıştay’ın iş yükünün azaltıldığını belirtti.
Adli Tıp Kurumu’nun modern, uluslararası akredite laboratuvarlara kavuştuğunu ve 81 ilde hizmet verdiğini belirtti.
Adli ve Dijital Dönüşüm: UYAP, SEGBİS ve E-uygulamalar
Yılmaz, UYAP, SEGBİS, e-tebligat ve elektronik duruşma uygulamalarıyla Türkiye’nin dijital dönüşümde örnek uygulamalara sahip olduğunu söyledi. Önümüzdeki dönemde bu sistemleri yapay zekâ ile entegre etmeyi ve bu tecrübeyi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan gibi dost ülkelere aktararak bir ihracat ürünü haline getirmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Stratejisi ve Önleyici Hukuk
Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Stratejisi ile hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi vizyonunu benimsediklerini aktaran Yılmaz, sistemin bütününe ilişkin geniş katılımlı değerlendirmelerle reform çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Hukuk alanında önceliğin önleyici ve koruyucu hukuk olması gerektiğini; ihtilafların çıkış kaynaklarını düzelterek dava sayısının azalacağını ve bunun için kayıtlılık ile nitelikli sözleşmelerin önemini vurguladı.
Adli Bilimler, Ceza İnfaz ve Toplumsal Öncelikler
Yılmaz, adli bilimlerde dijital dönüşümün hızlandırılacağını, tebligat süreçlerinin sadeleştirileceğini ve hata oranlarının düşürüleceğini bildirdi. Ceza infaz ve denetimli serbestlik sisteminin yönetim kapasitesinin artırılacağını; meslek edindirme programları ve iş yurtları ile üretim miktarının yükseltileceğini söyledi. Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans ilkesinden taviz verilmeyeceğini ve yaşlı ile engellilerin adalete erişiminin kolaylaştırılacağını belirtti. Ayrıca 2025 yılının aile yılı olarak ilan edilmesinin ardından aile hukukunda arabuluculuk uygulamasını hayata geçirme hedefini paylaştı.
Yeni Sivil Anayasa Vurgusu
Yılmaz, aziz milletimizin beklentisini hatırlatarak, geçmişteki darbe etkilerinden arındırılmış, gelecek odaklı ve devlet işleyişini güçlendiren yeni, sivil bir anayasa talebini yineledi. Bu beklentinin Gazi Meclis’te tüm partilerin katkısıyla karşılanması yönündeki temennisini dile getirdi ve ülkenin demokrasi birikiminin böyle bir çalışmayı mümkün kılacak olgunlukta olduğunu aktardı.
Konuşmasını, ortak akıl ve millet iradesinin rehberliğinde geniş mutabakatla yeni ve sivil bir anayasayı hayata geçirerek Türkiye’yi vesayet zincirlerinden kalıcı şekilde kurtarma ve güçlü, lider ülke olma hedefinin önündeki tarihi eşikleri aşma kararlılığıyla sonlandırdı.