Büyükelçi Küçükyılmaz: Türkiye-Cezayir ilişkileri kültürel ve ekonomik temellerle güçleniyor
Esat Fırat - Türkiye’nin Cezayir Büyükelçisi Muhammet Mücahit Küçükyılmaz, görev süresinin ikinci yılını doldururken AA muhabirine verdiği değerlendirmede, iki ülke ilişkilerinin tarihsel ve güncel düzeyde derin bir bağla örüldüğünü söyledi.
İlk izlenimlerden yerinde gözlemlere
Küçükyılmaz, göreve gelmeden önce Cezayir hakkında çokça okuduğunu ancak sahadaki deneyimin farklı olduğunu vurguladı. Kitaplardan öğrenilenlerin ötesinde, 2,4 milyon kilometrekarelik geniş coğrafyanın, iklimsel ve kültürel çeşitliliğin ve ekonomik potansiyelin yerinde görülmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Türk halkının Cezayir’i genellikle başkent ve sahil kesimiyle sınırlı tanıdığını belirten Küçükyılmaz, "Oysa burası çok daha fazlası. Her bölgesinde ayrı bir zenginlik ve hikâye var." dedi.
"Cezayirliler tıpkı Türkler gibi gururlu ve samimi"
Küçükyılmaz, Cezayir halkının özelliklerini anlatırken benzerliklere dikkat çekti: "Cezayirliler tıpkı Türkler gibi gururlu, hür ve samimi insanlar. Vatanlarını işgale karşı yılmadan savundular, zafer kazandılar. Bu yüzden taşıdıkları milli gurur hak edilmiş bir gurur."
1990’larda yaşanan terör dönemi ("Kara On Yıl") gibi zorlukların aşılmasında toplum ve devlet dayanışmasının belirleyici olduğunu kaydetti.
Kültürel ve mimari yakınlıklar
Görev süresince ülkenin 58 vilayetinden 25’ini gezdiğini aktaran Küçükyılmaz, doğudan batıya farklı mutfaklar, gelenekler ve kıyafetlerin bulunduğunu, ortak paydanın ise misafirperverlik olduğunu söyledi. Cezayir mutfağından Kuskus, Meşvi, Merdum gibi yerel lezzetler ile börek, baklava, dolma gibi ortak isimlerin sofralarda yer aldığını belirtti.
Mimari benzerliklere değinerek Kasbah sokaklarının İstanbul’un tarihi semtlerini anımsattığını vurguladı: "Kasbah sokaklarında Süleymaniye, Vefa, Hamamönü’nün ara sokaklarında dolaşıyor gibi oluyorsunuz. Burada Osmanlı mirasının yanında Endülüs’ün kokusu da hissediliyor."
Türk kökenli aileler ve tarihsel bağlar
Büyükelçi, Cezayir’de nüfusun tahmini olarak yüzde 5 ila 20'sinin Türk kökenli olduğunu, Sarı, Kara, Barutçi, Telci gibi soyadlarının bu kökeni işaret edebileceğini belirtti. Kuloğlu ailelerinin bazı örneklerine atıfta bulunarak tarihi bağların günlük hayatta sıcak ilgiye dönüştüğünü anlattı.
Tarihsel döneme ilişkin değerlendirmesinde, 1830-1962 arasındaki Fransız işgalinin iki ülke açısından "kayıp zaman" olarak görüldüğünü, bağımsızlıktan sonra Türkiye’nin Cezayir’i tanıyan ilk ülkelerden biri olduğunu ve 1963’te büyükelçiliğin açıldığını hatırlattı.
Dış politika: Ortak ilkeler ve Filistin meselesi
Küçükyılmaz, Türkiye ile Cezayir’in dış politikada "ülkelerin içişlerine karışmama, sömürge karşıtlığı ve sorunların bölge içinden çözülmesi" ilkelerinde mutabık olduğunu söyledi. Filistin meselesinin bu ortak duruşun en güçlü örneği olduğunu vurgulayarak, Cezayir’in 1988’de Filistin devletinin kuruluşuna ev sahipliği yaptığını ve bugün de Türkiye ile benzer bir çizgide yer aldığını belirtti.
Ulaşım, eğitim ve insan hareketliliği
İki ülke arasındaki insan hareketliliğinin artırılmasının öncelik olduğuna işaret eden Küçükyılmaz, uçuş sayısının 35’ten 80’e yükseldiğini ve Pegasus ile AJet’in seferlere başlamasıyla bilet fiyatlarının düştüğünü söyledi.
Eğitim işbirliği kapsamında bu yıl 79 Cezayirli öğrencinin Türkiye bursu kazandığını ve Cumhurbaşkanlığı tarafından seçilen 200 öğrencinin ödül olarak Türkiye’ye gönderildiğini aktardı.
Ticaret, yatırımlar ve gelecek hedefleri
Cezayir’de yaklaşık 1.600 Türk firmasının faaliyet gösterdiğini, yatırımların 7,7 milyar dolar seviyesine ulaştığını söyleyen Küçükyılmaz, ticaret hacminin şu anda 6,5 milyar doları aştığını ve hedefin bunu 10 milyar dolara çıkarmak olduğunu vurguladı.
Yatırımcılara ilişkin tavsiyesinde, Cezayir’in dostluğa ve vefaya önem verdiğini, tarihe ve geleneklere saygı gösteren, sabırlı iş insanlarının başarı şansının yüksek olduğunu belirtti.
Kurumsallaşma adımları
İlişkilerin kalıcı hale gelmesi için eğitim, kültür ve yatırım alanlarında kurumsallaşmanın hızlandığını söyleyen Büyükelçi, Maarif Okulları ve Yunus Emre Kültür Merkezinin faaliyete geçtiğini aktardı. TİKA’nın 2015’ten beri projeler yürüttüğünü, geçen yıl 15 vilayette 26 proje gerçekleştirildiğini, Maarif Okulu anaokulunun açılacağını, Yunus Emre Enstitüsü’nün çalışmalarına başladığını ve Ziraat Bankasının 2025 başında faaliyete geçtiğini belirtti. Ayrıca Oran’da yeni başkonsolosluk açıldığını ve yeni büyükelçilik binası çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
Kapanış: Geleceğe taşınan miras
Küçükyılmaz, tüm bu adımların ilişkilerin geleceğe güvenle taşınmasını sağlayacağını ifade ederek, "Bütün bu kurumsallaşma çalışmaları tamamlandığında sadece ilişkilerimiz değil, iki halkın dostluğu da çok daha sağlam temeller üzerine oturacaktır. Biz aslında 316 yıllık ortak tarihin mirasını geleceğe taşıyoruz." sözleriyle değerlendirmesini sonlandırdı.
Türkiye’nin Cezayir Büyükelçisi Muhammet Mücahit Küçükyılmaz, Türkiye ile Cezayir'in hem ortak tarih hem de güncel siyasal yaklaşımlarıyla kader birliği yaptığını belirterek, ilişkilerin sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi temeller üzerinde güçlenerek geleceğe taşındığını söyledi. Büyükelçi Küçükyılmaz, görevdeki ikinci yılını doldururken Cezayir’e dair kişisel izlenimlerini, kültürel gözlemlerini ve iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihsel arka planını AA muhabirine değerlendirdi.