Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ve Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Kazancı hakkında yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında savcılığın sevk yazısına ulaşıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı yazı, kamu görevi yetkilerinin kötüye kullanılmasıyla ilgili ciddi iddialar içeriyor.
Büyükçekmece'deki inşaat faaliyetleri üzerine yürütülen soruşturma, belediye başkanının yakınlarının bölgede hafriyat işlerini yöneterek yolsuzluk yaptıklarını ortaya koyuyor. Bu süreçte, Başkan Akgün'ün, iş sahipleri üzerinde baskı kurarak haksız taleplerde bulunduğu, inşaat ruhsatı aşamasında kendisine ait olduğu ileri sürülen bir basketbol takımına bağış yapmaya zorladığı belirtiliyor.
Sevk yazısında, şüphelilerin başvurularda iskan aşamasında da iş sahiplerini daire veya villa vermeye zorladıkları, talepleri yerine getirmeyenlerin ruhsat ve iskanlarının verilmediği ifade ediliyor. Akgün, kendisiyle doğrudan muhatap olunmaktan kaçınarak imar müdürü ve başkan yardımcısı aracılığıyla taleplerini ilettiği aktarılıyor.
Önceki görevden alınan belediye başkan yardımcısının benzer gerekçelerle tutuklandığı ve henüz firari olduğu hatırlatılırken, Akgün'ün akrabalarının hafriyat ve inşaat sektöründe kazanç sağladığı öne sürülmekte. Akgün’ün damadı olan şüpheli Eray Kurt da firari durumdadır.
Öne çıkan diğer bir iddia ise, iş sahiplerinin Akgün ve Kazancı'nın yetkilerinden korkarak baskıya maruz kaldıklarını ve güvenlik kaygıları nedeniyle bu durumu paylaşamadıklarıdır. Seçim sürecindeki korkuları, şüpheli Mansur Aslan'ın ifade vermek için savcılığa gelerek can güvenliği endişesini dile getirmesiyle de gündeme gelmiştir.
Sevk yazısında yer alan bilgilere göre, Akgün ve Kazancı’nın kamu görevinin verdiği yetkileri suistimal ederek maddi menfaat temin etmeyi amaçladığı, bu kapsamda belediyenin sorumlulukları arasında olan yolları yapmamaları, kendi müteahhit firmalarına yönlendirmeleri suçlamaları arasında yer alıyor. Ayrıca, iş sahiplerinin haklarını aramak için gereken adımları atamadıkları ve kendi yollarını yapmak zorunda kaldıkları ifade ediliyor.
Sonuç olarak, Akgün ve Kazancı'nın rüşvet almak ve irtikap suçlarını işlediklerine dair kuvvetli deliller bulunduğu ve serbest kalmaları durumunda ifade verenlere baskı yapabilecekleri vurgulanıyor.