Beyoğlu zehirlenme iddiası: Uzman değerlendirmesi
İstanbul Beyoğlu'nda Servet ve Çiğdem Böcek çifti ile çocukları 6 yaşındaki Kadir ve 3 yaşındaki Masal ın zehirlenme iddiasıyla yaşamını yitirdiği olayla ilgili incelemeler sürüyor. Olayda, Almanya dan İstanbul a tatil için gelen aile ile aynı dönemde kafeye giden 26 yaşındaki mühendis Ayben Ö.T. nin sipariş ettiği kahvenin bulaşık deterjanıyla hazırlandığı iddiası üzerine hastanedeki tedavisi devam ediyor.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı ndan Doç. Dr. Afşin İpekci vakayla ilgili değerlendirmelerde bulundu. İpekci nin açıklamaları alüminyum fosfit ve sodyum hidroksit maruziyetinin klinik seyri, müdahale öncelikleri ve korunma önerileri üzerine odaklanıyor.
Alüminyum fosfitin özellikleri ve acil müdahale
Doç. Dr. Afşin İpekci ye göre alüminyum fosfit daha çok haşere öldürücü ve ambar ilaçlamasında kullanılan, su veya nem ile temas ettiğinde fosfin gazına dönüşen bir madde. Fosfin gazı renksiz ve kokusuz olduğundan maruziyetin fark edilmesi zorlaşıyor.
Alüminyum fosfitin antidotu yok ve laboratuvarlarda doğrudan tespit edebileceğimiz biyokimyasal bir test bulunmuyor. İpekci bu nedenle klinik bulguların ve maruziyet bilgisinin tanıda belirleyici olduğunu vurguluyor. Maddeyle ilişkili ölümcüllük oranı yüzde 50 ile 70 olarak belirtiliyor ve erken başvuru ile müdahale edilebilirse kurtarma şansının yüzde 30 ila 40 civarında olabileceği ifade ediliyor.
Uygun destek tedavisi, sıvı desteği ve organlara göre verilen yoğun bakım destekleri erken dönemde hayati öneme sahip. Solunum yetmezliği gelişirse mekanik ventilasyon gibi uygulamalar gerekiyor. Odayı havalandırmanın riski azaltabileceği; ancak gazın renksiz ve kokusuz olması nedeniyle kişilerin bunu hissetme şansının düşük olduğu not ediliyor.
Sodyum hidroksit iddiası ve uygulaması gereken acil önlemler
İpekci, bulaşık deterjanlarında bulunabilen sodyum hidroksit için bu maddenin yakıcı özellik taşıdığını belirtiyor. Sodyum hidroksit maruziyetinde yemek borusu, mide ve akciğer yollarında ciddi yanıklar ve delinmeler oluşabileceği için ilk etapta kusturmanın sakıncalı olduğu vurgulanıyor.
Kusturmamak lazım ve en erken dönemde hastaneye başvurmanın önemine dikkat çekiliyor. Hastanın durumuna göre sıvı verilmesinin veya başka girişimlerin delinen noktalara sıvı kaçmasına yol açabileceği, bu nedenle uygulamaların hastanın değerlendirilmesine göre yapılması gerektiği ifade ediliyor. Sodyum hidroksitin de alüminyum fosfit gibi spesifik bir antidotu yok; destek tedavileri ve gerekirse solunum desteği temel yaklaşım olarak öne çıkıyor.
Endoskopi bulguları yakılan dokunun yaygınlığı ve delinme varlığı hakkında belirleyici bilgi sunduğu için erken değerlendirme ile hasarın derecesinin saptanmasının tedavi planını doğrudan etkilediği belirtiliyor. Midede delinme yapmadıysa ve iç organlara ilerlemediyse toparlama ihtimalinin yüksek olduğu, ancak iç organlara ilerlediyse süreç ve komplikasyon riskinin arttığı kaydediliyor.
Uzman uyarısı Doç. Dr. Afşin İpekci, haşere ilaçları ve yakıcı maddelerin kullanımında bilinçli olunması, etiketleme ve güvenli saklama koşullarına uyulmasının, olası zehirlenme risklerini azaltmada hayati öneme sahip olduğunu vurguluyor.
ACİL TIP UZMANI DOÇ. DR. AFŞİN İPEKCİ