Batı Şeria'daki 19 yerleşim başkanı Netanyahu'ya mektup gönderdi
Talep: Egemenlik yalnızca belirli noktalar için değil, tüm Batı Şeria'da uygulanmalı
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan 19 yasa dışı Yahudi yerleşim biriminin başkanı, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya bir mektup göndererek Batı Şeria'nın tamamında İsrail egemenliğinin hızla hayata geçirilmesini talep etti.
İsrail basınına yansıyan mektupta, İsrail Meclisi (Knesset)'in egemenliğin uygulanmasını talep eden öneriyi büyük çoğunlukla onayladığı ve Netanyahu'nun lehte oy verdiği belirtiliyor. Mektupta taleplerinin yalnızca belirli yerleşim alanlarıyla sınırlı olmadığı; Batı Şeria'nın tümünü kapsadığı savunuldu.
Mektubun gerekçeleri ve uluslararası bağlam
Mektupta bu adımın "Yahudi, tarihi, ahlaki ve güvenlik açısından gerekli" olduğunun ileri sürüldüğü vurgulanıyor. Ayrıca bazı İslam ülkeleri ile Avrupa ülkelerinin Birleşmiş Milletler'de (BM) Filistin devletini tanımaya yönelik adımlar attığına dikkat çekilerek, bunun "İsrail için varoluşsal bir tehdit" oluşturduğu iddia edildi.
Haberde, son dönemde İngiltere, Fransa ve Avustralya gibi bazı ülkelerin eylül ayındaki BM Genel Kurulu toplantılarında Filistin'i tanıma niyetlerini açıkladıkları; BM'ye üye 193 ülkeden en az 149'unun halihazırda Filistin devletini tanıdığı hatırlatıldı.
E1 projesi ve yerleşim genişlemesi
Haberde ayrıca, aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in 13 Ağustos'ta Doğu Kudüs'te Filistinlilerden gasbedilen yerleşimleri genişletecek ve "Filistin devleti fikrini ortadan kaldırmak" amacıyla "E1" projesini onaylamayı planladığını duyurduğu aktarıldı.
İsrail Sivil İdare Birimi Yüksek Planlama Kurulu'nun ise 20 Ağustos'ta toplanarak "E1" projesi kapsamında 3,401 yasa dışı konutun inşası planına nihai onay verip vermeyeceğini karara bağlayacağı bildirildi.
Olası etkiler ve izlenecek süreç
Yerleşim başkanlarının mektubu, hem İsrail iç siyasetinde hem de uluslararası ilişkilerde dikkati çeken bir hamle niteliği taşıyor. Talebin kapsamının tüm Batı Şeria'yı içermesi, uygulanması halinde bölgedeki statükoyu temelden etkileme potansiyeli taşıyor. Kararın hukuki ve diplomatik sonuçları ile uygulama adımları, önümüzdeki dönemde izlenecek başlıca unsurlar olacak.
