DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0%
BITCOIN
3.849.260,47 -0,09%

Balık stokları için 'boy sınırı ve bütüncül yönetim' önerisi: Doç. Dr. Taner Yıldız'ın değerlendirmesi

Doç. Dr. Taner Yıldız, balık stoklarını korumak için av boyu sınırı, bölgesel kurallar, ekosistem temelli yönetim ve kotanın etkin uygulanmasını önerdi.

Yayın Tarihi: 31.08.2025 11:07
Güncelleme Tarihi: 31.08.2025 11:07

Balık stokları için 'boy sınırı ve bütüncül yönetim' önerisi: Doç. Dr. Taner Yıldız'ın değerlendirmesi

Balık stokları için 'boy sınırı ve bütüncül yönetim' önerisi

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi ve Yönetimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Taner Yıldız, balıkların üreme olgunluğuna ulaşmadan yapılan avcılığın stokları azalttığını belirterek, stok yönetiminde boy sınırı ve bütüncül yaklaşımla uygulanacak önlemleri vurguladı.

Mevcut durum ve temel tespitler

Türkiye'de denizlerde av sezonu 1 Eylül'de başlıyor. Yıldız, denizlerde düzensiz ve kurallara uyulmadan yapılan avcılıkların balık stoklarını olumsuz etkilediğini söyledi. Türkiye'de toplam balık avcılığının yaklaşık %70'inin Karadeniz ve Marmara'da yakalanan hamsi tarafından sağlandığını aktardı.

Yıldız ayrıca Ege'de sardalyanın, Karadeniz'de ise son yıllarda çaça avcılığının öne çıktığını; çaçanın hamsi gibi doğrudan tüketime gitmediğini, tamamının balık unu ve balık yağı fabrikalarına gönderildiğini belirtti.

Kota, filo ve denetim değerlendirmeleri

2006'dan bu yana yeni ruhsat verilmediğini ve tekne geri alım programlarının aktif gemiler alınmadığı için etkili olamadığını belirten Yıldız, bazı türlerde uygulanabilen kota rejimlerinin tüm türlere yayılmadığını söyledi. "Kota sistemi bütün türlerde tam uygulanmadığı için balıkçılık eforu düşmüyor. Kota ya da efor bazlı sınırlama olmadığı için stoklar üzerindeki baskı azalmıyor," dedi.

Yıldız, hamside geçen yıl uygulanan 400 bin tonluk avlanma kotasına dikkat çekerek, bu rakamın neredeyse yıllık avcılıkla elde edilen deniz balıkları miktarına eşdeğer olduğunu ve kotanın düşürülmesi gerektiğini ifade etti.

Boy sınırı ve bölgesel kurallar

Yavruların korunması için avlanma boyunun, balıkların üreme olgunluğuna eriştikleri minimum uzunluk olduğunu hatırlatan Yıldız, küçük boydaki balıkların avlanmasının türün neslinin devamını tehlikeye attığını vurguladı. "Hamsi Karadeniz'de 7 santimde ürüyorsa, o boydan küçükleri avlamamalı. Aynı tür Akdeniz'de farklı boyda ürer. Bu nedenle bölgesel balıkçılık kuralları olmalı ve türlerin avlandıkları denize göre boyları belirlenmeli." dedi.

Yıldız, lüferin farklı isimlerle küçük boyda avlanmasına yönelik uygulamaları eleştirerek, "çinekop ya da sarıkanat diye ayrı bir tür yok, hepsi lüfer" uyarısında bulundu.

Teknik önlemler ve denetim önerileri

Yıldız, küçük boy balıkların avlanmaması için denetimlerin karada değil denizde yapılmasının önemine dikkat çekti. Bazı balıkçıların üst üste iki ağ kullandığını, bunun engellenmesi gerektiğini belirtti. Gırgır teknelerinde minimum ağ gözü kuralı getirilmesi ve her boy balığı tutan ağların kullanımının yasaklanmasının gerekliliğini vurguladı.

Ekosistem temelli balıkçılık

Doç. Dr. Yıldız, ekosistem temelli balıkçılığın önemine işaret ederek, deniz çayırları, mercanlar ve diğer hassas alanlarda avcılığın sınırlandırılması ve koruma alanlarının artırılmasını önerdi. Bu yaklaşımın sadece tek bir türü değil, deniz ekosisteminin tüm bileşenlerini koruyarak balık stoklarının tükenmeden yenilenmesini sağladığını belirtti.

Yıldız şu ifadelere yer verdi: "Ekosistem temelli yaklaşım, kota uygulamaları ve gözlemci sistemleriyle desteklenerek, balıkçılar, bilim insanları ve karar alıcılarla birlikte bütüncül bir deniz yönetimi çerçevesinde uygulanmalı."

Avlanan miktarlarda dalgalanma (TÜİK verileri)

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre son 10 yılda avlanan balık miktarları dalgalı bir seyir izledi. En çok avlanan tür olan hamside yakalanma miktarı 2015'te 193,5 bin, 2019'da 262,5 bin ve 2024'te 153,1 bin ton olarak kaydedildi. Sardalya yıllar boyunca 15–23 bin ton arasında değişti. İstavrit ve lüferde belirgin istikrarsızlık gözleniyor.

TÜİK verilerinden bazı yıllara ait veriler (ton): 2015: Hamsi 193.492, Sardalya 16.693, İstavrit 16.664, Palamut 4.573, Lüfer 4.136, Çaça 76.996. 2016: Hamsi 102.595, Sardalya 18.162, İstavrit 11.148, Palamut 39.460, Lüfer 9.574, Çaça 50.225. 2017: Hamsi 158.094, Sardalya 23.426, İstavrit 12.985, Palamut 7.578, Lüfer 1.936, Çaça 33.950. 2018: Hamsi 96.452, Sardalya 18.854, İstavrit 20.678, Palamut 30.920, Lüfer 5.767, Çaça 20.057. 2019: Hamsi 262.544, Sardalya 19.119, İstavrit 19.505, Palamut 1.578, Lüfer 1.213, Çaça 38.078. 2020: Hamsi 171.253, Sardalya 21.265, İstavrit 12.349, Palamut 22.743, Lüfer 3.722, Çaça 26.804. 2021: Hamsi 151.597, Sardalya 15.800, İstavrit 24.005, Palamut 2.595, Lüfer 5.804, Çaça 28.040. 2022: Hamsi 125.980, Sardalya 16.729, İstavrit 14.930, Palamut 49.891, Lüfer 5.495, Çaça 11.161. 2023: Hamsi 273.914, Sardalya 17.311, İstavrit 14.374, Palamut 2.083, Lüfer 2.137, Çaça 45.764. 2024: Hamsi 153.175, Sardalya 17.818, İstavrit 19.649, Palamut 49.278, Lüfer 3.610, Çaça 16.067.

Doç. Dr. Yıldız, balık stoklarının kendini yenileyebileceğini ancak aşırı avlanmanın bu döngüyü bozduğunu belirterek, "Yılda 100 anaç balık 10 biner yumurta bırakır ama doğal süreçlerde bunların sadece bir kısmı yaşar. Yavrular stoka katılmadan avlarsanız, stok her yıl giderek küçülür, aşırı avcılık dediğimiz tam olarak budur." değerlendirmesinde bulundu.

Sonuç olarak, Yıldız'ın önerileri; av boyu sınırlarının bölgesel olarak belirlenmesi, kotanın tüm türlere yayılması, denizde etkin denetim, ağ ve filo düzenlemeleri ile ekosistem temelli koruma önlemlerinin bütüncül bir deniz yönetimi çerçevesinde uygulanması yönünde yoğunlaşıyor.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı