Bakan Şimşek: Faiz artışı deprem borçlanmasından kaynaklanıyor, OVP dezenflasyona ve mali disipline vurgu yapıyor
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2026-2028 dönemi Orta Vadeli Program'ın (OVP) açıklanmasının ardından yaptığı değerlendirmede, faiz harcamalarındaki artışın temel nedeninin kamunun sorumsuzluğu olmadığını; bunun yerine deprem yaralarını sarmak için yapılan borçlanma olduğunu belirtti.
Dezenflasyon ve fiyat istikrarı önceliği
Şimşek, programın her zaman en büyük önceliğinin dezenflasyon ve fiyat istikrarı olduğunu vurguladı. Buna göre, enflasyonun yüzde 65 civarından başlayarak yüzde 30'un altına doğru bir trende girdiği ve gelecek yıl için yüzde 20'nin altında bir öngörü bulunduğu belirtildi. Bakan, dezenflasyon sürecinin tam koordinasyon içinde yönetildiğini ve fiyat istikrarına yönelik güçlü adımlar atıldığını söyledi.
Kamu maliyesi: Tasarruf tedbirleri ve sonuçları
Bütçe uygulamalarında alınan tasarruf tedbirlerinin etkisine dikkat çeken Şimşek, kamunun harcamalarının büyük ölçüde tasarruf genelgesi kapsamında olduğunu ifade etti. Buna göre, harcamaların bütçe içindeki payı önceki 10 yıl ortalaması olan yüzde 4,6'dan yüzde 3,1'e düştü; bu da kamunun harcamalarının yaklaşık yüzde 33 azaltıldığı anlamına geliyor.
Bakan, tasarruf genelgesi öncesindeki 10 yılda harcamaların bütçe kanununda öngörülenin ortalama yüzde 9,1 üzerinde seyrettiğini, 2024'te ise bütçe harcama limiti 100 liraysa 96,7 lira harcandığını belirterek, faiz dışı harcamaların bütçe üst limitinin altında tutulduğunu aktardı. Şimşek, 257 kamu idaresinin yakından takip edildiğini ve denetimlerin aralıksız sürdüğünü de ekledi.
Faiz giderleri, geçici artış ve deprem maliyeti
Bakan, yüksek enflasyon ortamında faiz giderlerine nominal bakmanın yanıltıcı olacağını, bunun yerine milli gelire, bütçeye veya vergi gelirlerine oranının daha doğru bir gösterge olduğunu söyledi. 2003-2022 döneminde faiz giderlerinin milli gelire oranının yüzde 4,1 olduğunu hatırlatan Şimşek, OVP projeksiyonlarına göre 2025'te yüzde 3,3, 2026'da 3,5 ve sonraki iki yılda tekrar 3,4 ve 3,3 seviyelerine döneceğini aktardı.
Bu geçici artışın ana nedeni olarak, 2023 ve 2024'te verilen faiz dışı açıkları ve özellikle depremin onarımı için yapılan harcamalar gösterildi. Bakan, Türkiye'nin deprem yaralarını sarmak için 90 milyar dolar harcadığını, bu harcamaların önemli kısmının borçla finanse edildiğini ve bunun faiz giderlerinde artışa yol açtığını ifade etti. Şimşek, bunun kamunun sorumsuzluğundan kaynaklanmadığını vurguladı ve OVP'nin faiz dışı artışı sınırlayacak bir yol haritası sunduğunu belirtti.
Rezerv yeterliliği, risk primleri ve piyasa dayanıklılığı
Programın son aylarda stres testinden başarıyla geçtiğini söyleyen Şimşek, rezerv yeterliliğinin IMF tanımına göre 1,13 olduğunu, program öncesinde bunun 0,71 seviyesinde bulunduğunu aktardı. Son 20-25 yıl ortalamasının ise yaklaşık 0,9 olduğu bilgisi paylaşıldı. Bakan, CDS risk priminin 700 civarından 260 seviyelerine gerilediğine işaret ederek, bu gelişmelerin şoklara karşı tampon oluşturduğunu belirtti.
Şimşek, son bir haftada piyasalarda olağan dışı bir hareketlilik olmadığını; rezervlerin martta erişilen zirvenin üzerinde olduğunu ve programın güçlü şekilde uygulandığını söyledi.
Kredi sınırlamaları ve parasal aktarım
Yatırım, ihracat ve tarım gibi alanların aylık kredi büyüme sınırlamalarının dışında tutulduğunu belirten bakan, bu kredi kalemlerinin toplam kredilerin yüzde 50'sinden fazlasına denk geldiğini aktardı. Sınırlamaların devam edip etmeyeceğinin, parasal aktarım mekanizmasının güçlenmesine bağlı olduğunu ve takdirin Merkez Bankasında olduğunu söyledi.
Vergide adalet, istisnaların daraltılması ve kayıt dışıyla mücadele
Şimşek, vergide adalet ve etkinliğin öncelik olmaya devam edeceğini belirtti. 2023'ten bu yana uygulanan tedbirler arasında finans sektörü ve kamu-özel iş birliği projelerinde kurumlar vergisi oranının yüzde 30'a çıkarılması, yatırım fon ortaklıkları ve gayrimenkul kazanç istisnalarının şartlandırılması, iştirak hissesi satış kazancı istisnasının yüzde 75'ten yüzde 50'ye indirilmesi sayıldı.
Kayıt dışılıkla mücadelede çoklu veri tabanları ve yapay zeka destekli skorlama yöntemleri kullanılmakta; saha denetimleri artırılmakta. Şimşek, hasılat tespitine yönelik olarak bu sene 200-250 bin denetim yapıldığını hatırlattı ve 2023-2024 döneminde beyanname sayılarında, matrah ve tahsilatta rekor artışlar sağlandığını vurguladı.
Sonuç olarak
Şimşek, OVP'nin makro istikrarı tesis etmeyi ve dezenflasyonu önceliklendirmeyi amaçladığını, deprem kaynaklı borçlanmanın faiz maliyetlerinde geçici artışa yol açtığını ancak programın bu riski sınırlayan bir yol sunduğunu belirtti. Vergide adalet ve kayıt dışılıkla mücadele politikalarının kararlılıkla sürdürüleceği mesajını yineledi.