Bağcılar'da 'Nehirden denize Özgür Filistin' yürüyüşü düzenlendi
İstanbul Bağcılar'da, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarının ikinci yılında sivil toplum kuruluşlarının çağrısıyla düzenlenen yürüyüş yoğun katılımla gerçekleşti. Etkinlikte katılımcılar, Filistin'e destek mesajlarını pankartlar ve sloganlarla ifade etti.
Katılımcılar ve yürüyüş rotası
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), İlim Yayma Cemiyeti, Türk Kızılay ve Yetim Vakfı gibi kurumların temsilcileri ile vatandaşlar Bağcılar Yürüyüş Yolu'nda toplandı. Ellerinde Nehirden denize özgür Filistin, Susmak ortak olmaktır ve Bazen bir gemi bütün insanlığın umudunu taşır yazılı pankartlar taşıyan kalabalık, tekbirler eşliğinde Çarşı Caddesi'nden Bağcılar Meydanı'na kadar yürüdü.
Konuşmalar: Vurgu direniş ve dayanışma üzerindeydi
ÖNDER Genel Başkanı Abdullah Ceylan programda yaptığı konuşmada katılımcılardan Filistin ve Türk bayraklarını kaldırmalarını isteyerek, Filistin bayrağının dünyanın birçok yerinde dalgalanabildiğini ancak yalnızca işgal altındaki Filistin topraklarında yasaklandığını belirtti.
Ceylan katılımcılara hitaben şunları söyledi: Bugün belki bizler Filistinli kardeşlerimizin mazlum hallerini konuşuyoruz. Onların bombalanmalarını konuşuyoruz. Annelerin feryatlarını, çocukların gözyaşlarını konuşuyoruz. Ama dünya değişti gençler. 7 Ekim'in üzerinden 2 yıl geçti. Artık Gazze'nin zaferini konuşacağız. Onların izzetli duruşuyla gelen zaferi konuşacağız Allah'ın izniyle. Bu saatten sonra İsrail kaybetmiştir. İşbirlikçileri kaybetmiştir. Kazanan mazlum coğrafyalardır. Kazanan Gazze'dir.
Ceylan gençlerin rolüne dair, Okullarımızda, evlerimizde, sokaklarımızda, iş yerlerimizde boykotla ayakta duruyoruz. Bizler direnişin birer parçası olarak ayakta duruyoruz. Filistinli kardeşlerimizin yanında her daim onlarla birlikte olduğumuzu dünyaya haykırıyoruz. Sevgili gençler bizler genç yaşımıza ne yapabiliriz diye asla sormuyoruz. sözleriyle vurgu yaptı.
Sumud Filosu aktivistinin tanıklığı
Sumud Filosu aktivisti Dilek Tekocak, katılımcılara hitaben Filistin halkıyla dayanışma için yapılan gönüllü çalışmalardan söz etti. Tekocak, Eğer oraya ulaşabilseydik, Gazze halkının ayaklarına kapanıp hocalarımızdan özür dileyecektik. ifadelerini kullandı.
Tekocak ayrıca gemide farklı ülkelerden, Gazze ile coğrafi ya da kültürel bağı olmayan gönüllülerle yolculuk ettiğini anlattı: Gemide birçoğu yabancı ülkelerden gelen Müslüman olmayan, Gazze'yle tarihi, kültürel, coğrafi hiçbir bağı olmayan onlarca insanla beraber yolculuk yaptım. Bunların arasında bir çocuk vardı 18 yaşında. Brezilya'dan gelmiş. Aynı dine inanmıyor. Hiçbir kültürel bağ yok. Coğrafi bir bağ yok. İtikadi bir bağ yok. Ancak zulme doymuş. İdrak etmiş, sonra harekete geçmiş. Anası babası senin Gazze'yle ne işin olur dememiş, o gemiye bindirmiş.
İnsani kriz vurgusu ve etkinlik kapanışı
TÜGVA Bağcılar İlçe Temsilcisi Enes Çetin, İsrail'in 75 yıldır Filistin topraklarında sistematik olarak işgal ve soykırım uyguladığını söyleyerek Gazze'deki durumu tarihin en ağır insani krizlerinden biri olarak tanımladı. Çetin, Bugün de binlerce Filistinli hayatını kaybetmiş ve yüz binlercesi yaralanmış, milyonlarcası yerinden edilmiştir. Açlık, susuzluk ve ilaca erişimin engellenmesiyle tarihin en ağır insani krizlerinden biri yaşanmaktadır. Bu vahşet, tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşmektedir. İsrail'in hukuk tanımaz saldırıları yalnızca Filistin halkı için değil, insanlık için de büyük bir tehdittir. Bu nedenle Filistin'in sesi olmak, bu çağın soykırımını unutturmamak hepimizin insani ve vicdani görevidir. ifadeleriyle çağrı yaptı.
Programın sonunda özgürlüğü simgeleyen beyaz güvercinler gökyüzüne bırakıldı. Etkinlik alanında kurulan Filistin için Not Bırak standında ise vatandaşlar duygu ve düşüncelerini paylaşarak Filistin halkına destek mesajlarını iletti.
Değerlendirme
Bağcılar'daki yürüyüş, farklı sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların bir araya geldiği bir dayanışma örneği olarak öne çıktı. Yürüyüş hem sembolik unsurlar hem de konuşmalardaki vurgu ile Filistin meselesine yerel düzeyde dikkat çekmeyi hedefledi. Etkinlikteki katılım ve ritüeller, kamusal duyarlılığı canlı tutma ve uluslararası insani krize ilişkin farkındalığı koruma niyetini yansıtıyor.