DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0%
BITCOIN
3.847.132,14 -0,03%

Avrasya su samuru Marmara kıyılarında yeniden görüldü: Tekirdağ gözlemi ekosistem uyarısı

Avrasya su samurunun Silivri ve Tekirdağ kıyılarında iki yıl üst üste görülmesi, Marmara'da yerel su kalitesi ve yaşam alanı değişimleri hakkında hem umut hem uyarı veriyor.

Yayın Tarihi: 30.08.2025 11:12
Güncelleme Tarihi: 30.08.2025 11:12

Avrasya su samuru Marmara kıyılarında yeniden görüldü: Tekirdağ gözlemi ekosistem uyarısı

Avrasya su samuru Marmara kıyılarında yeniden görüldü: Tekirdağ gözlemi ekosistem uyarısı

Geçen yıl Silivri kıyılarında gözlemlenen Avrasya su samuru (Lutra lutra), bu yıl Tekirdağ kıyılarında da yeniden kaydedildi. Temiz su ve yüksek oksijen gereksinimi olan türün, kirlilik ve oksijen sorunlarıyla anılan Marmara Denizi'nde iki yıl üst üste görülmesi, ekosistem sağlığı açısından hem umut hem de uyarı niteliği taşıyor.

Uzman değerlendirmesi

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerim Çiçek, Avrasya su samurunun yarı sucul yaşam biçimine mükemmel uyum sağladığını ve Avrupa, Asya ile Kuzey Afrika'da geniş dağılım gösterdiğini belirtiyor. Türün uzun ve ince yapılı, kahverengi sırtlı ve krem karınlı olduğunu hatırlatan Çiçek, temel besin kaynağının balıklar olduğunu, ancak farklı canlılarla da beslendiğini vurguladı.

Çiçek, su samurunun yaşam döngüsü ve üreme özelliklerine dikkat çekerek, genellikle yalnız yaşadıklarını, dişilerin yavrularıyla uzun süre birlikte kaldığını, yılda ortalama 1 ila 4 yavru doğurduğunu ve yavruların yaklaşık bir yıl annelerine bağımlı kaldığını aktardı. Bu nedenle popülasyon artışlarının yavaş olduğunu ve habitat bozulmalarına karşı türün oldukça hassas olduğunu söyledi.

Marmara'daki riskler ve göstergeler

Çiçek, Marmara Denizi'nde gözlemlenen türün tek başına olumlu veya olumsuz bir gösterge olarak yorumlanmaması gerektiğini belirtti. Bununla birlikte, bölgede bazı alanlarda yerel balık popülasyonu veya görece temiz tatlı su girişleri sayesinde asgari yaşam koşullarının sağlanmış olabileceğini; bunun da yerel düzeyde ekolojik direnç göstergesi olabileceğini ifade etti.

Aynı zamanda Çiçek, Marmara'da görülen müsilaj olayının ekosistemi bozduğunu, balık popülasyonlarını azalttığını ve oksijen girişini engelleyerek su samurunun beslenme, solunum ve kürk bakımını olumsuz etkileyebileceğini vurguladı. Bu etkilerin, tür için ciddi alarm niteliği taşıdığını belirtti.

Sonuç ve öneriler

Prof. Dr. Çiçek, geçen yıl Silivri'de başlayan gözlemlerin tesadüf olamayacağını, bu verinin ya bölgede süregelen uygunluk durumuna ya da türün klasik yaşam alanlarının bozulması nedeniyle alternatif alan arayışına işaret edebileceğini söyledi. İç bölgelerdeki nehir ve göl sistemlerindeki bozulmaların, tarımsal kimyasal kullanımı ve habitat parçalanmasının etkili olabileceğine dikkat çekti.

Çiçek'in değerlendirmesine göre, tekrar eden gözlemler korunması gereken bir bölge olduğuna dair sinyal verebilir; bu yüzden en doğru yaklaşım olarak düzenli popülasyon izleme çalışmalarının başlatılması ve su kalitesinin mevsimsel olarak takip edilmesi gerektiği öne çıkıyor. Bölgenin yerel düzeyde bir koruma planının parçası haline getirilmesi, hem türün korunması hem de Marmara ekosisteminin sağlığı açısından önem taşıyor.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı