Atakum'da hızlı dikeyleşme güvenli kentleşme değerlendirmelerini gündeme taşıdı
Samsun'un Atakum ilçesinde son yıllarda artan çok katlı yapılaşma, yerel zeminin özellikleri ve altyapı kapasitesi bağlamında yeni teknik ve planlama gereksinimlerini ortaya koyuyor. İlçede yüksek ve çok yüksek yapı sayısındaki büyüme eğilimi,ı hem nüfus artışı hem de arsa sıkıntısına bağlı olarak dikey mimariye yönelimi körüklüyor.
Uzman değerlendirmesi
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Mekanik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sertaç Tuhta, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'ne göre 30.5 metre üzerinin yüksek, 60.5 metre üzerinin ise çok yüksek yapı sınıfına girdiğini hatırlatarak, Atakum'da bu tür yapıların sayıca fazla olduğuna dikkat çekti. Tuhta, ilçenin yerleşim alanının son 25 yılda dört kata yakın büyüdüğünü belirtti.
Avantajlar ve göz önünde bulundurulması gereken riskler
Tuhta, yüksek katlı yapıların ekonomik ve bağımsız bölüm sayısı açısından avantajlarının bulunduğunu vurgularken, bilimsel çalışmalara dayalı dezavantajlara da işaret etti. Bu kapsamda altyapı üzerindeki ilave yük, mikro iklim oluşturma etkileri, deprem performansı ve yangın riski öne çıkıyor. Tuhta'nın sözleriyle: "Yüksek yapıların ekonomik yönden ve bağımsız bölüm sayısı açısından avantajları bulunmaktadır. Ancak bilimsel çalışmalarla da kanıtlandığı gibi altyapı ile ilgili ve kendi bölgesinde mikro iklim oluşturma bakımından dezavantajlarının olduğu bilinmektedir."
Uzman, dikey mimarinin arsa yetersizliğine bağlı olarak tercih edildiğini, ancak deprem ve yangın riskleri açısından ilave tedbirler gerektiğini belirtti. Atakum kıyı bandında sıvılaşma ve zemin büyütme potansiyelinin önemli bir tehlike olduğuna dikkat çekti ve çok yüksek yapıların genellikle ilçenin üst kotlarında yer aldığını söyledi.
Denetim, performans analizleri ve planlama önerileri
Tuhta, yüksek ve çok yüksek yapı sınıfına giren binalarda deprem performans analiz raporlarının sorgulanmasının önemini vurguladı: "Yüksek veya çok yüksek yapıların deprem performans analiz raporlarının olup olmadığını sorgulamamız gerekmektedir. Bu sınıfa giren eski yapılarda vatandaşlarımızın hasarlı veya hasarsız olarak nitelendirilen sistemlerle deprem performans analizlerini mutlaka araştırmaları gerekir."
Sağlıklı kentleşme için ise mikro bölgelendirme çalışmalarının şart olduğunu belirten Tuhta, parsel bazlı zemin etütlerinin geoteknik ve sismik açıdan yapılmasının önemine dikkat çekti. Bu verilerin deprem tehlike haritaları ile birlikte değerlendirilerek planlama çözümlerine yön vermesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Sonuç: Atakum'daki dikey dönüşüm, ekonomik ve kullanım faydaları sağlarken zemin, altyapı ve afet güvenliği konularında ek değerlendirme ve denetim gerektiriyor. Yerel planlama süreçlerinde mikro bölgelendirme ve performans analizlerinin önceliklendirilmesi, risklerin azaltılmasına katkı sağlayacaktır.
SAMSUN'UN ATAKUM İLÇESİNDE SON YILLARDA HIZLA ARTAN DİKEY YAPILAŞMA, GÜVENLİ KENTLEŞME AÇISINDAN YENİ DEĞE