ASO Meclisi yılsonu toplantısında 2025 değerlendirildi, 2026 hedefleri ilan edildi
Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, ASO’nun yılın son Meclis Toplantısı’nda 2025 yılını değerlendirdi ve 2026 beklentilerini açıkladı. Toplantı, Meclis Başkanı Celal Koloğlu başkanlığında gerçekleştirildi; ASO’nun 2025 Faaliyet Raporu, 2026 Çalışma Raporu ve 2026 bütçesi oy birliği ile kabul edildi.
2026 beklentileri ve asgari ücret değerlendirmesi
Ardıç, konuşmasına 2026 yılı için net 28.075 lira olarak belirlenen asgari ücreti değerlendirerek başladı ve asgari ücretin tüm taraflara hayırlı olmasını diledi. Ardıç, enflasyonla mücadele ve fiyat istikrarının önemine vurgu yaparak, “2026 yılından umutlarımız büyük, beklentilerimiz yüksek. Diliyorum ki 2026, sadece temennilerimizi değil, emeklerimizi ve beklentilerimizi de karşılayan; ülkemiz için daha öngörülebilir, daha istikrarlı ve daha güçlü bir yıl olur” ifadelerini kullandı.
Jeoekonomi, teknoloji ve tedarik zincirleri
Ardıç, küresel ekonomik-politik dönüşümü değerlendirirken ülkelerin teknoloji ve kritik sektörlerde “koruma kalkanları” inşa ettiğini; tedarik zincirlerinin artık sadece maliyet-verimlilik değil, güvenlik, ittifak ilişkileri ve politik riskler üzerinden kurgulandığını belirtti. ABD, Çin ve Avrupa Birliği’nin politika eksenlerini üç ana varsayıma dayandırdığını söyledi: teknoloji güçtür, bağımlılıklar risklidir ve öğrenme ile ölçeklenme ticaretin kazananını belirler.
Ardıç, ABD’nin ileri teknolojilerde liderliği korumaya, Çin’in ise devlet destekli modelle yüksek teknoloji ve ölçek ekonomilerine yönelmeye çalıştığını; Avrupa Birliği’nin ise düzenlemelerle sanayisini dönüştürerek bağımlılık riskini azaltmayı hedeflediğini vurguladı. Asıl meselenin hangi teknolojilerin, hangi standartların ve hangi verilerin kimin kontrolünde olacağı olduğunu ifade etti.
Küresel ticaret eğilimleri ve Çin’in rolü
Ardıç, Çin’in dış ticaret fazlasının bir önceki yıla göre yüzde 23 artışla 1,2 trilyon dolar ile rekor seviyeye ulaştığını hatırlattı ve projeksiyonlara göre 2030 yılında dünyada satılan her iki üründen birinin Çin menşeli olabileceğini söyledi. Ayrıca, Trump dönemindeki gümrük tarifeleri nedeniyle Çin’in ABD pazarından kayan ihracatının dünyanın geri kalanına yöneldiğini belirtti.
AB düzenlemeleri ve Türkiye’nin konumu
Avrupa Birliği’nin kamu alımları, teşvikler, teknik mevzuat ve çevresel kriterler kapsamında yerli sanayiyi desteklemeye çalıştığını belirten Ardıç, düzenlemenin otomotiv sektöründe yerlilik payı artışıyla başlayabileceğini ve ardından batarya, makine ve endüstriyel otomasyon, savunma ve enerji teknolojilerine yayılmasının beklendiğini. Dış ticaretimizin yaklaşık %50’sinin AB ile yapıldığına dikkat çekerek, bu değişimlere seyirci kalınmaması gerektiğini vurguladı.
Ardıç, sanayiyi korumak ve gelecekte aktif oyuncu olmak için yeni, hedefli ve proaktif politika ihtiyacını; bu sürecin yalnızca sanayicilerin değil, sivil toplum, meslek kuruluşları, diaspora, üniversiteler ve ilgili kamu otoritelerinin iş birliğiyle yürütülmesi gerektiğini söyledi.
Finansman koşulları ve reel büyüme kaygısı
Ardıç, ticari kredi faizlerinin yaklaşık bir yıldır ortalama %60 civarında seyrettiğini, politika faizinin ise ortalama %43 düzeyinde olduğunu; aradaki marjın 17 puana ulaştığını ifade etti. Bu marjın beklenen enflasyona göre daha da büyüdüğünü belirterek, politika faiziyle uyumlu ilerlemeyen ticari kredi faizleri ve kredi kısıtlamalarının sanayicinin finansmana erişimini daralttığını ve üretim gücünü zayıflattığını söyledi.
Ardıç, maliyet artışları ile satış fiyatlarına eş zamanlı yansıtma imkânı sınırlı olduğundan, üretim hacmi artarken reel büyümenin sağlanamadığını vurguladı. Bu yılın üçüncü çeyreğinde ekonominin yıllık %3,7, sanayi büyümesinin ise %6,5 olmasına karşın birçok işletmenin kısa vadeli nakit akışına odaklandığını, yatırım ve teknoloji yenilemeyi ötelediğini aktardı. Manşet rakamların tabana yayılmış bir üretim artışından değil, belirli sektör ve firmaların performansından kaynaklandığını söyledi.
Sanayinin ekonomideki payı ve büyüme niteliği
Son 30 yıldaki yapısal değişime ilişkin değerlendirmesinde Ardıç, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla içinde sanayinin payının %31'den %20'ye, hizmetler sektörünün ise %55'ten %73'e yükseldiğine dikkat çekti. Bu tablonun ekonominin giderek üretken özelliğini kaybettiğini gösterdiğini belirterek, gerçek ve kalıcı refahın tarımda verimlilik, sanayide teknoloji ve ölçek, hizmetlerde üretimi destekleyen niteli dönüşüm ile mümkün olacağını söyledi: “Kısacası mesele ‘büyümek’ değil, ne ile nasıl büyüdüğümüzdür.”
Yeni yıl beklentisi ve bütçe kararı
Ardıç, sözlerini, “Yeni yıldan beklentimiz; sanayinin üretim gücüyle büyümeyi sürdürdüğümüz, dışa bağımlılığımızın adım adım azaldığı ve tüm vatandaşlarımızın daha mutlu, müreffeh bir yaşam sürdüğü güçlü bir Türkiye’dir” şeklinde tamamladı. Toplantıda sunum yapan Genel Sekreter Prof. Dr. Mehmet Cansız’ın ardından ASO’nun 2026 bütçesi oy birliğiyle kabul edildi. Ardıç, kabul edilen bütçenin Oda, sanayici, Ankara ve ülke için hayırlı olmasını diledi ve önümüzdeki dönemde Ankara’nın sanayi ve teknoloji yolculuğunu ilerletecek çalışmaların kararlılıkla sürdürüleceğini belirtti.
Genç sanayiciler toplantıda
ASO’nun Aralık Meclis Toplantısı’na, yeni kurulan Gelecek Nesil Sanayiciler Derneği Başkanı Çağatay Yakın ve Yönetim Kurulu üyeleri Didem Akçakoca Özok, Seda Çakmak, Burcu Osmanbeyoğlu, Beril Özden ve Elif Kocaadam konuk olarak katıldı. Dernek Başkanı Yakın, kuruluş sürecine öncülük eden ASO Başkanı Seyit Ardıç’a teşekkür etti.
ANKARA SANAYİ ODASI (ASO) YÖNETİM KURULU BAŞKANI SEYİT ARDIÇ, "2026 YILINDAN UMUTLARIMIZ BÜYÜK, BEKLENTİLERİMİZ YÜKSEK. DİLİYORUM Kİ 2026, SADECE TEMENNİLERİMİZİ DEĞİL, EMEKLERİMİZİ VE BEKLENTİLERİMİZİ DE KARŞILAYAN; ÜLKEMİZ İÇİN DAHA ÖNGÖRÜLEBİLİR, DAHA İSTİKRARLI VE DAHA GÜÇLÜ BİR YIL OLUR" DEDİ.