New York'taki üçlü Kıbrıs görüşmelerinin perde arkası
27 Eylül'de gerçekleştirilen üçlü görüşmeler, beklentilerin çok altında görülen bir çerçevede yürüse de, propaganda ve gerçekler arasında önemli yansımalar bırakarak tarihteki yerini aldı. BM 80. Genel Kurulu gündeminin ağır biçimde Filistin konusuna odaklandığı ortamda, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum lider Nikos Hristodulidis ile BM Genel Sekreteri Antonio Guterres arasında yapılan görüşmelerin içeriği ve üslupları dikkat çekti.
Genel çerçeve ve konuşmalar
Genel Kurul gündeminde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs Türklerinin izolasyonunun sonlandırılması çağrısı öne çıktı. Erdoğan’ın, KKTC’nin diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurulması yönündeki çağrısı, Kıbrıs Türkleri adına önemli bir sesi yeniden duyurdu. Buna karşılık Rum liderin konuşmaları ve dışarıya yönelik ifadeleri, New York sürecinde iki taraf arasındaki ayrışmayı bir kez daha görünür kıldı.
Görüşmelerin gündemi ve Tatar’ın vurguları
Temmuz ayındaki gayrıresmi toplantı kararlarını takip eden üçlü teması çerçevesinde, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar 26 Eylül akşamı BM Genel Merkezi'nde Guterres ile görüştü. Tatar, iklim değişikliği, salgınlar ve enerji güvenliği gibi küresel zorlukların, nihai siyasi çözüme ulaşılana kadar adada işbirliğini zorunlu kıldığını belirterek, yeni sınır kapıları, enterkonnekte, elektrik ve su gibi konularda somut ilerleme beklentisini iletti. Bu yaklaşıma göre önerilen işbirliklerinin günlük yaşamı iyileştireceği ve iki halk arasındaki temasları güçlendireceği vurgulandı.
Hristodulidis’in tutumu ve söylemleri
Rum lider Nikos Hristodulidis, New York temaslarında, hem kamuoyu önündeki konuşmaları hem de Amerika Kıbrıs Rum Örgütleri Federasyonu yemeğindeki sözleriyle dikkat çekti. Hristodulidis'in, “Gerçekçiyiz ve uluslararası hukuka güvenerek ‘vatanımızı’ kurtaramayacağımızı çok iyi biliyoruz. Ondan dolayı Rum tarafının çıkarlarını güçlü devletlerin çıkarlarıyla örtüştürüyoruz” ifadeleri, GKRY’nin dış politik tercihlerini ve silahlanma eğilimini açıklayan bir itiraf olarak yorumlandı. Ayrıca Genel Kurul’da Türkiye’ye yönelik sert üslup ve suçlayıcı dil kullanması, taraflar arasındaki gerilimi artırdı.
Üçlü toplantı: tartışmalar ve doğrudan sorular
27 Eylül’deki üçlü görüşmede Cumhurbaşkanı Tatar, Rum lidere yönelik olarak KKTC’ye yatırım yapan kişi ve şirketlerin tutuklanması, hellim üreticilerinin ihracatının engellenmesi ve ekonomik tacizler gibi somut örnekleri gündeme getirerek bu tutumların hedefini sorguladı. Ayrıca enterkonnekte, hidrokarbon kaynaklarının paylaşımı, enerji işbirliği ve yeni geçiş kapıları gibi Kıbrıs Türk tarafının yapıcı önerilerinin neden sabote edildiği yönünde direkt sorular yöneltti. Tatar görüşmeyi, Rum tarafının sürekli silahlanma eğilimini ve dile getirilen barış isteği arasındaki çelişkiyi vurgulayarak sonlandırdı.
BM'nin açıklaması ve sürecin yönü
Toplantı sonrası BM tarafından yapılan resmî açıklamada, Guterres'in Kıbrıs'taki Kişisel Temsilcisi Maria Holguin'i daha geniş kapsamlı bir gayrıresmi toplantıya hazırlık amacıyla Ada'ya göndereceği ve Kıbrıs meselesinin barışçıl bir şekilde çözülmesine dair kararlılığın sürdürüldüğü belirtildi. Resmî metinde federasyon veya Crans-Montana vurgusu yer almadı; bu durum, sürecin mevcut çerçevesinin korunacağına dair bir işaret olarak değerlendirildi.
Sonuçlar: algı, propaganda ve siyasi yansımalar
Üçlü New York görüşmeleri, beklenildiği gibi ‘özlü müzakereler başlıyor’ söyleminin tek başına süreç ilerletmediğini gösterdi. Rum tarafının daha önceki gayrıresmi zirvelerde tekrarladığı iddiaların etkisi zayıflarken, taraflar arası güvensizlik ve propaganda odaklı yaklaşımlar yeniden görünür oldu. KKTC tarafı, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü vurgusunu koruduğunu teyit etti.
Ayrıca Cumhurbaşkanı Tatar’ın New York performansı, 19 Ekim’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi siyasi alanda kayda değer bir avantaj sağladı. Tatar’ın, Türkiye Cumhuriyeti tarafından da sonuna kadar desteklenen kararlı duruşu, Kıbrıs Türkünün Ada’daki rolüne dair mesajlarını pekiştirdi.
Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, KKTC Cumhurbaşkanı Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanıdır.
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.