DOLAR
42,69 -0,08%
EURO
50,18 -0,1%
ALTIN
5.906,84 0,2%
BITCOIN
3.747.218,76 -0,13%

Analiz: İsrail'in Uluslararası İzolasyonu ve İç Kamuoyundaki Yansımaları

7 Ekim sonrası İsrail'in Gazze politikaları nedeniyle artan uluslararası izolasyonun, İsrail toplumunda yarattığı dönüşümler, tepkiler ve siyasal kırılmaların analizi.

Yayın Tarihi: 01.10.2025 12:11
Güncelleme Tarihi: 01.10.2025 12:11

Analiz: İsrail'in Uluslararası İzolasyonu ve İç Kamuoyundaki Yansımaları

Giriş

7 Ekim 2023

İsrail'in genişleyen uluslararası izolasyonu

Saldırının ardından İsrail, kademeli olarak uluslararası alanda ciddi bir izolasyon sürecine girdi. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından yayımlanan raporda, İsrail'in Gazze'deki operasyonlarının soykırım kapsamında değerlendirildiği ifade edildi. Batı ülkelerinde düzenlenen kitlesel gösteriler, bazı devlet liderlerinin sert tutumları ve uluslararası örgütlerin açıklamaları bu algıyı perçinledi.

Görünüm, anketlerde de somutlaşıyor: Morning Consult'un 43 ülkede yaptığı ankete göre Eylül-Aralık 2023 arasında İsrail'e yönelik net olumlu algı ortalama 18,5 puan azaldı. İngiltere'de katılımcıların yüzde 62'si İsrail'in dünyada sorumlu davranacağına inanmadığını belirtirken, Pew Research verilerine göre ABD'de Demokratlar ve demokrat eğilimli bağımsızların yüzde 71'i Başbakan Binyamin Netanyahu'ya artık güvenmiyor.

Kültürel ve ekonomik izolasyon da belirgin: Eurovision'da eleştiriler, bazı ülkelerde milli marşlara yönelik tepkiler, Endonezya ve Maldivler'in İsrail pasaportlarını kabul etmeme kararları, Türkiye'nin tüm ticari bağlantıları kesmesi gibi gelişmeler izlendi. Bank of Israel'in 2024 büyüme tahmini, turizmde yüzde 76'lık düşüş gibi göstergelerle aşağı yönlü revize edildi; bu veriler uluslararası destek kaybının somut ekonomik yansımalarını ortaya koyuyor.

İsrail kamuoyunda izolasyon algısı

İzolasyonun maddi ve manevi etkileri

İzolasyon yalnızca itibar kaybı değil; profesyonel ve kişisel yaşamda somut maliyetler anlamına geliyor. Tıp, bilim, teknoloji, akademi ve kültür alanlarında artan boykotlar, İsraillilerin dışlanmasını normalleştirebilir. Bu süreç, bireylerin fırsatlarını kısıtlamakla kalmayıp ülkenin orta ve uzun vadeli stratejik konumunu da zayıflatabilir.

Güvenlik odaklı kesimler

Güvenlik ve hükümet politikalarını destekleyen kesimler, 7 Ekim'in yarattığı travmayı ve Hamas'a karşı devam eden operasyonların gerekliliği görüşünü öne çıkarıyor. Dış eleştirileri genellikle savunma refleksiyle açıklayan bu gruplar, izolasyonun kaçınılmaz olduğunu ama devletin güçlü durması gerektiğini savunuyor. Bir ultra-Ortodoks vatandaşa atfedilen, “uluslar bize her zaman olumsuz bir gözle bakmaya eğilimli; yanlışlıkla bir füze düşse ve bir Filistinliyi öldürse tüm dünya bize ‘çocuk katili’ diyor” ifadesi bu algıyı yansıtıyor.

Muhalefet ve eleştirel sesler

Muhalif siyasetçiler ve eleştirel medya, hükümetin dış politikada yalnızlaştığını, bunun ekonomik ve diplomatik maliyetlerinin ağır olacağını vurguluyor. Hükümeti soruşturanlar, askeri operasyonların sivil kayıpları ve uluslararası prestij kaybına yol açtığını; bu nedenle politik değişiklik veya ateşkes arayışlarının önemini öne çıkarıyor.

Genç, seküler ve liberal kesimler

Genç, seküler nüfus arasında bir terk edilmişlik ve hayal kırıklığı hissi yaygın. Bir 21 yaşındaki kişinin, “dünya bizden nefret ediyor; bu antisemitizm diyenler var ama ben böyle düşünmüyorum, Gazze’deki savaşın başlangıcında İsrail’e büyük destek vardı. Şimdiyse hiç turist görmüyorum; giderek daha kapalı bir toplum haline geliyormuşuz gibi hissediyorum” sözleri, gençlerin algısını özetliyor. Bu grup hem hükümet karşıtı protestolara katılıyor hem de sosyal medyada İsrail'i savunmaya çalışarak zihinsel uyumsuzluk yaşıyor.

Ahlaki çatışma yaşayan kesimler

Dini veya ideolojik olarak daha liberal eğilimli vatandaşlar, insan hakları ve uluslararası hukuk perspektifinden operasyonları ahlaki olarak sorguluyor. Bu kişiler için izolasyon, dış politika meselesinin ötesinde içsel bir vicdan sorunu olarak algılanıyor.

Medya ve toplumsal yansımalar

İsrail medyası, kamuoyunu şekillendirmede belirleyici bir rol oynuyor. Ana akım medyada saldırgan bir retoriğin ve Gazze'deki insani tabloya yeterince vurgu yapılmamasının gözlemlendiği, eleştirel seslerin içeride veya dışarıda hedef alındığı ve zaman zaman susturulduğu ifade ediliyor. Şimdilik medyanın ve geniş İsrailli toplumunun hükümetle hesaplaşması zor görünürken, uluslararası izolasyonun tırmanması ve Filistin devleti tanınmalarının artması durumunda bu tutumda değişim olabileceği belirtiliyor.

Sonuç: İç politika belirleyici olacak

Analizin ortaya koyduğu temel nokta şudur: İsrail'in artan uluslararası izolasyonunun asıl kaynağı, kamu diplomasisindeki eksikliklerden çok iç politikadaki tercihlerin ve bu tercihleri uygulayan aktörlerin niteliğidir. Güvenlik krizi ve toplumsal bölünme derinleştikçe, koalisyonun yönelimleri dış politikada ülkeyi daha kırılgan hale getiriyor. Etkili bir siyasi dönüşüm gerçekleşmediği sürece, ülkenin uluslararası alanda yalnızlaşması devam edecek ve stratejik zayıflama kalıcı olabilir.

Doç. Dr. Tuğçe Ersoy Ceylan, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesidir.

Makaledeki görüşler yazara ait olup Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı