Almanya'daki Aşırı Sağın Yükselişi
1 Eylül'de Almanya'nın doğusunda yapılan eyalet meclisi seçimlerinde Almanya için Alternatif Partisi (AfD), Thüringen'de %32,8 ve Saksonya'da %30,6 oy alarak önemli bir başarı elde etti. Bu durum, Almanya Başbakanı Olaf Scholz tarafından "acı ve endişe verici" olarak değerlendirildi.
Avrupa'daki Tepkiler
Çekya Başbakanı Petr Fiala, AfD'nin yükselişinin sadece Almanya için değil, Çekya için de olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirtti. İtalya'dan Roberto Vannacci, bu durumu Avrupa'nın sol siyasette bir geri çekilme sürecinin işareti olarak yorumlarken, Manon Aubry ise bu durumu, Almanya ve Avrupa'daki kutuplaşmanın bir yansıması olarak değerlendirdi.
Ekonomik Kaygılar ve Seçim Sonuçları
Düşünce kuruluşu Martens Centre direktörlerinden Dr. Peter Hefele, bu durumun yalnızca Almanya'ya özgü olmadığını, genel olarak Avrupa'daki aşırı sağın yükseldiğini vurguladı.
Hefele, "Bu başarı gökten zembille inmedi." diyerek, AfD'nin yükseliş nedenlerinin başında göç, kamu güvenliği ve ekonomik kaygıların geldiğini söyledi. Ayrıca, Almanya'nın doğu ve batısı arasındaki siyasi kültür farkının da önemli bir etken olduğunu belirtti.
Gençlerin Yönelimi
Elde edilen verilere göre, AfD'nin en fazla oy aldığı grubun gençler olduğu dikkat çekiyor. Hefele, gençlerin aşırı sağ partilere yönelmesinin ardında yatan nedenin ekonomik belirsizlikler ve siyasi temsil eksikliği olduğuna dikkat çekti.
AB için Zorlu Yıllar Önümüzde
Hefele, "Bence önümüzdeki beş yıl AB tarihindeki en zor yıllardan biri olacak, çünkü bu durumu sadece iç nedenler değil, aynı zamanda değişen jeopolitik koşullar da etkiliyor." ifadesinde bulundu.
AB'nin, genişleme ve göç politikalarının zorlaşacağını ve bu durumun ekonomik etkiler doğurabileceğini sözlerine ekledi.
Özetle, Almanya'da aşırı sağ partilerin yükselişi sonucunda Avrupa genelindeki siyasi dengelerin alt üst olabileceği, bu durumun uzun vadede derin etkiler yaratacağı öngörülüyor.
