Alaska Zirvesi ve Önemi
15 Ağustos’ta ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Alaska’da yapacağı görüşme, hem sembolik hem de siyasi açıdan dikkat çekiyor. Görüşmede Rusya-Ukrayna savaşı ile ABD-Rusya ilişkilerinin geleceği odak maddeler arasında yer alacak. Siyaset Bilimci Dr. Ümit Nazmi Hazır, AA Analiz için bu zirvenin iki taraf açısından taşıdığı anlamı ve savaş üzerindeki muhtemel etkilerini değerlendirdi.
Trump’ın Rolü ve Stratejik Belirsizlik
Trump’ın iktidara gelişinin ardından uluslararası ilişkilerde görülen dalgalanma, analizde Gramsci’nin “eski dünya ölüyor ve yeni dünya doğmak için mücadele ediyor” tespitine atıfla değerlendiriliyor. Trump’ın söylem ve uygulamalarındaki değişkenlik, dış politikada bir stratejik belirsizlik dönemini besledi. Yazar, Trump’ın Ukrayna sorununa yaklaşımını bir dışsal, hızlı müdahale metaforu olarak Deus ex Machina şeklinde tanımlıyor.
Trump’ın Çabaları ve Saha Gerçekliği
Trump, Biden dönemi geleneksel dış politikadan farklı bir yaklaşım izleyerek sorunu kısa sürede çözme niyetini gösterdi. Ancak müzakerelere ve İstanbul görüşmelerine rağmen sahada kayda değer bir ilerleme sağlanamadı; bunun temel nedeni tarafların pozisyonları arasındaki belirgin farklılık ve taviz verme konusundaki isteksizlik olarak gösteriliyor.
Tarafların Temel Pozisyonları
Rusya, açıklamalarında sıklıkla özel askeri operasyon, hedeflerine ulaşıncaya kadar sürecek ifadesini kullanıyor ve Ukrayna’nın NATO’ya dahil edilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Moskova için NATO genişlemesi, krizin temel nedenlerinden biri olarak nitelendiriliyor. Kiev ise NATO üyeliği hedefinden vazgeçmiyor ve Moskova’nın dayattığı tarafsızlık statüsünü kabul etmiyor.
Toprak meselesi de taraflar arasında kilit ayrışma noktası. Rusya, sahada elde ettiği kazanımları kalıcılaştırmak istiyor; Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise toprak tavizine karşı olduğunu, bunun için Anayasa değişikliğinin gerektiğini belirtiyor. Trump son açıklamalarında Zelenskiy'nin toprak tavizlerini reddetmesinden memnun olmadığını belirtmiş ve barış için toprak takasının gerekli olabileceğine işaret etmiştir.
Ateşkes Tartışması ve Saha Dinamikleri
Ateşkes konusunda Kiev ile Moskova arasında görüş ayrılıkları derin. Kiev ateşkesi istiyor; Moskova ise ateşkesi sahada Ukrayna’ya toparlanma fırsatı sunacağı gerekçesiyle reddediyor. Rusya’nın sahada inisiyatifin kendisinde olduğunu düşünmesi, bazı Rus uzmanların askeri operasyonların devam etmesi gerektiğini savunması ve özellikle yaz mevsiminde ateşkese sıcak bakılmaması, müzakere sürecini zorlaştıran faktörler arasında yer alıyor.
Avrupa'nın Rolü ve Endişeleri
Fransa, Almanya ve İngiltere gibi Avrupalı aktörler Kiev’e yakın duruş sergiliyor. Avrupa, ABD ve Rusya arasında varılacak olası bir anlaşmanın mutlaka Kiev ve Avrupa Birliği'ni de kapsamasını istiyor; aksi halde süreçten dışlanmanın ve Trump ile Putin arasındaki iki taraflı anlaşmanın Kiev’e dayatılmasının risklerinden endişe ediyor.
Alaska Zirvesi öncesinde dışlanan Avrupalı liderler, Zelenskiy ve Trump’ın da katılımıyla bir video konferans düzenleyerek birlik mesajı verdi. Brüksel ve Kiev, süreçten dışlanma ve müzakerelerin Washington-Moskova ekseninde tek taraflı ilerlemesi konusunda uyarıda bulunuyor.
Zirveden Çıkabilecek Senaryolar
Analizde üç temel ihtimal öne çıkıyor: En olumsuz senaryo görüşmenin sonuçsuz kalması ve Trump’ın sabrının tükenmesi; bu durumda Trump müzakere sürecinden çekilip Rusya’ya karşı yeni yaptırım veya ikincil yaptırımlar uygulayabilir, yükü Avrupa’ya bırakabilir. İyimser senaryo ise zirveden bir ateşkes ve daha geniş katılımlı bir üçlü zirve çağrısının doğması. Orta yol senaryosu, tarafların bazı müzakere alanlarında sınırlı uzlaşılar sağlaması; örneğin hava ateşkesi, belirli bölgelere ilişkin geri çekilmeler veya gelecekte Rusya’da yapılacak bir sonraki zirve için zemin hazırlanması gibi adımlar sayılıyor.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov'un "bu zirvede bir belge imzalanmasını beklemiyoruz" açıklaması, Alaska görüşmesinden büyük bir anlaşma çıkmayabileceğini ancak diplomatik köprülerin tamamen kopmayacağı ihtimalini destekliyor. Her senaryoda kalıcı bir çözüm için Kiev’in sürecin merkezinde yer almasının zorunlu olduğu vurgulanıyor.
Sonuç
Alaska Zirvesi, sembolik niteliğinin ötesinde hem Rusya-Ukrayna çatışması hem de ABD-Rusya ilişkilerinin gidişatı açısından önemli bir sınav niteliğinde. Zirvenin somut bir anlaşma ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağı belirsizliğini korurken, hangi sonuç çıkarsa çıksın sürecin meşruiyeti ve kalıcılığı için Kiev’in dahil edilmesi gerektiği ortak bir vurgu olarak ön plana çıkıyor.
Dr. Ümit Nazmi Hazır, Siyaset Bilimcidir.
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.