Akran ve siber zorbalığa uğrayan çocuklar için hukuki haklar ve atılacak adımlar
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı avukat Kardelen Ateşci ve İstanbul 2 Nolu Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı avukat Ülkü Sarıtaş, akran zorbalığı ve siber zorbalık durumunda ailelerin ve çocukların başvurabileceği hukuki yolları ve uygulamadaki sınırları AA muhabirine değerlendirdi.
Yasal çerçeve ve suç tipleri
Ateşci, akran zorbalığı kavramının Türk Ceza Kanunu'nda doğrudan bir suç tipi olarak yer almadığını, fakat bu kapsamda gerçekleşen fiillerin tehdit, şantaj, yaralama, hakaret, öldürmeye teşebbüs ve kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi veya yayılması gibi maddelerle ilişkilendirilebileceğini belirtti.
Okulda veya dijitalde birine yönelik "videonu yayınlarım" gibi ifadelerin sadece sözlü tehdit olmadığını, aynı zamanda dijital şiddet ve mahremiyet ihlali anlamına geldiğini vurgulayan Ateşci, bunun çocuğun özgüvenini, okul hayatını ve psikolojik gelişimini olumsuz etkilediğini aktardı.
Delil toplama ve ilk başvuru noktaları
Ateşci'ye göre olayın belgelendirilmesi önemlidir; dijital zorbalıkta ekran görüntüleri, fiziksel şiddet varsa sağlık raporu destekleyicidir. Ancak delil yoksa bile ilgili kurumların çocuğun beyanını dikkate alarak adım atması gerekir. Zorbalık okul ortamında gerçekleştiyse ilk başvuru noktası okul yönetimi ve rehberlik servisleri olmalıdır.
Mağdur veya ailesi doğrudan emniyet birimlerine ya da savcılığa başvurabilir. Ayrıca Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü üzerinden sosyal destek alınabilir; baroların çocuk hakları merkezleri veya adli yardım servisleri aracılığıyla ücretsiz avukat desteği sağlanabilir.
Hukuki yola başvurmanın etkileri ve ceza sorumluluğu
Ateşci, hukuki başvurunun akranlar arasındaki gerilimi artırabileceğini belirterek, çözümün yalnızca hukuki mekanizmalarla sınırlı kalmaması gerektiğini söyledi. TCK kapsamında 12 yaşından küçüklerin cezai sorumluluğu olmadığı; 12-15 yaş aralığında ayırt etme gücüne göre değerlendirme yapıldığı; 15-18 yaş grubunda ise cezai sorumluluk olmakla birlikte yaş ve gelişim düzeyine göre indirim uygulanabildiği hatırlatıldı.
Dijital zorbalıkta pratik adımlar
Ateşci, dijital ortamda paylaşılan görüntü ve verilerin kaldırılması için öncelikle sosyal medya platformlarına başvuru yapılması gerektiğini, eş zamanlı olarak www.ihbarweb.org.tr adresine müracaat edilebileceğini söyledi. Sosyal medya platformlarından sonuç alınmasının zaman alabileceğini, bu yüzden sulh ceza hakimliğine erişim engeli talebi ile hızlı müdahale sağlanmasının en etkili yöntemlerden biri olduğunu belirtti. Ayrıca şikayette bulunmanın sorumluların cezasız kalmaması için önem taşıdığı vurgulandı.
Okul içi düzenlemeler ve velilerin izleyebileceği yol
Sarıtaş, 15 Kasım 2022'de yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Yönetmeliği değişikliği ile akran zorbalığının disiplin maddeleri arasında yer aldığını ve 2023-2024 eğitim öğretim yılında 'okul temelli sosyal sorumluluk çalışmaları' dersinin seçmeli olarak kapsamda bulunduğunu aktardı.
Velilere düşen ilk adımın okul idaresiyle iletişime geçmek olduğunu söyleyen Sarıtaş, okul idaresine yapılan sözlü talep kayda alınmadığında kısa süre içinde durumun açıklandığı bir dilekçe ile yeniden başvurulmasını ve dilekçeye evrak kayıt numarası alınmasını önerdi. Eş zamanlı olarak CİMER üzerinden şikayetlerin yapılmasının delil niteliği taşıdığını belirtti.
İhtar, tazminat ve idari yollar
Okul idaresinin gerektiği şekilde müdahale etmemesi halinde velilerin rehberlik hizmetlerine noter kanalıyla ihtar çekebileceğini, buna rağmen önlem alınmazsa durumun suç unsuruna dönüşebileceğini söyledi. Eğitim kurumlarına veya bakım kurumlarına karşı tazminat davaları açılabileceği; sokak veya parkta süreklilik gösteren durumlarda ise mağdur ailelerin zorbalık yapan çocuğun velilerine karşı tazminat davası açabileceği hatırlatıldı. Ancak her davanın somut olaya göre değişeceği, hukuki destek alınmasının önem taşıdığı vurgulandı.
Sarıtaş ayrıca Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna başvurulabileceğini, kurumun başvuruları üç ay içinde sonuçlandırabildiğini ve haklı bulunması hâlinde idari yaptırım veya para cezası uygulanabildiğini ifade etti.
Toplumsal farkındalık ve örnek dava
Sarıtaş, sendikalar, dernekler ve vakıflar aracılığıyla kimliği belirtilmeksizin kamuoyu oluşturarak okulu önleyici adımlar atmaya zorlamanın mümkün olduğunu ve sıklıkla makul bir seçenek olduğunu söyledi. Ayrıca özel bir okulda yüzde 80 burslu okuyan üstün zekalı 11 yaşındaki bir çocuğun akran zorbalığı nedeniyle açılan tazminat davasının kısmen kabul edilerek okulun veliye tazminat ödemesine hükmedildiğine dair örnek bir yargı kararından söz etti.
Özetle, akran ve siber zorbalık durumlarında delil toplama, okul yönetimi ve rehberlik servislerine başvuru, kolluk ve savcılığa şikayet, erişim engeli talepleri ve gerektiğinde tazminat davaları gibi çok yönlü hukuki yollar mevcut. Ancak hukuki süreçlerin akran ilişkilerini etkileyebileceği, eğitim hakkı dengesi ve çocukların gelişimsel özelliklerinin dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır.