İnsan Hakları Örgütlerinden Eleştiriler
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU), ABD hükümetinin Nevada eyaletindeki Thacker Pass bölgesinde lityum madenciliğine izin vermesinin, yerli halkların dini ve kültürel faaliyetler için topraklarına erişimini engellediğini belirtmektedir.
Rapor ve İhlal İddiaları
HRW ve ACLU, bu konuda 133 sayfalık bir rapor yayımlayarak, madencilik faaliyetlerinin yerli halkların haklarını ihlal ettiğine dikkat çekti. Raporda, ABD yönetiminin Lithium Americas şirketine burada işletme izni vermesinin bölgede yaşayan yerli halkların haklarını önemli ölçüde etkilediği vurgulanmıştır.
Yerli halkların görüşlerinin alınmadığı ifade edilen raporda, bu durumun uluslararası insan hakları hukuku gerekliliklerine aykırı olduğu belirtiliyor.
Yerli Halkın Korkuları ve Talepleri
ABD yönetimi, yerli halkların rızası alınana kadar Thacker Pass'taki inşaatın durdurulması gerektiği çağrısında bulunulmuştur. Eylül 2023 ile Ocak 2025 arasında 41 yerli topluluk üyesi, gazeteci ve uzmanla görüşmeler yapılmış, madenin olası etkilerine dair bilgiler toplanmıştır.
Bir yerli topluluk üyesi, "Sürekli 'istişare, istişare' deyip duruyorlar. Ama aslında bunu yapmadılar." şeklinde yorumda bulundu. Ayrıca, madenciliğin sağlık, çevre ve su hakları üzerindeki tehditlerine dair endişeler ifade edilmiştir.
Çevresel Tehditler ve Eleştiriler
HRW'den Abbey Koenning-Rutherford, Thacker Pass projesinin, ABD madencilik yasalarının yerli halkların haklarını nasıl ihlal ettiğini gözler önüne serdiğini aktardı. Nevada merkezli çevre hakları kuruluşu Great Basin Resource Watch da lityum çıkarımı sırasında oluşacak zehirli atıkların ciddi bir çevresel sorun oluşturabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Thacker Pass, dünyanın en büyük lityum kaynaklarından biri olarak bilinmektedir ve bu madeni projesi sık sık çevresel zararları ve yerli halkların rızasının alınmaması gibi konularla eleştirilmektedir. 2027'de faaliyete geçmesi beklenen maden için ABD Arazi Yönetimi Bürosu’nun 2021’de verdiği onay sonrasında birçok protesto ve gösteri düzenlenmiştir.
Çevre, insan hakları ve yerli halkların haklarını savunan sivil toplum kuruluşları, madenciliğin oluşturacağı çevresel zararlar ve yerli halkların haklarını ihlal edeceği gerekçesiyle hükümetin kararını eleştirmektedir.