Raporun ana bulguları
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2024 İnsan Hakları Raporu, işgal altındaki Batı Şeria'da İsrail'in Filistinlilere yönelik şiddetinin BM'nin 2005'ten bu yana kaydettiği en yüksek günlük ortalama seviyesine ulaştığını bildiriyor.
Batı Şeria'daki şiddet
Rapor şu ifadeyi içeriyor: "Batı Şeria'da, İsrail'in Filistinlilere ve onların mülklerine yönelik şiddet olayları, BM'nin 2005 yılında veri kaydetmeye başladığından bu yana en yüksek günlük ortalama rakamlara ulaştı. 29 Temmuz'da İsrail Yüksek Mahkemesi, İsrail hükümetinin Batı Şeria'daki Filistinlilerin bu tür şiddetten korumakla yükümlü olduğuna hükmetti."
Gazze'ye ilişkin tespitler
Rapor, 7 Ekim saldırılarına atıf yaparak, Birleşmiş Milletler verilerine göre Gazze nüfusunun %90'ının tahliye emriyle yerlerinden edildiğini belirtiyor. Gazze bölümünde ayrıca çok sayıda insani yardım çalışanının öldürüldüğü ya da yaralandığı; bunlar arasında World Central Kitchen'ın zırhsız ve işaretli konvoyla gece seyahat ederken İsrail dron saldırısında öldürülen yedi çalışanı da sayılıyor. Raporda İsrail ordusunun olayı "trajik bir hata" olarak nitelendirdiği ifade ediliyor.
Gözaltılar ve kayıplar
Rapor, Gazze'deki baskınlarda gözaltına alınan Filistinlilerin çoğunun İsrail'e nakledildiği ve bunların çoğunun ortadan kaybolduğuna yönelik raporlar bulunduğunu kaydediyor.
Siyasi değerlendirme ve rapor düzenlemeleri iddiaları
Raporun İsrail ile ilgili değerlendirmelerinin 2024'te önceki yıllara göre kısaltıldığı; raporda Hamas'ın 7 Ekim saldırılarına geniş atıf yapıldığı ve İsrail'in Gazze'deki eylemlerinin raporda "münferit bazı olaylar" şeklinde yer aldığı belirtiliyor. ABD medyasına yansıyan iddialara göre, raporun önceki Başkan Joe Biden döneminde hazırlanan bölümleri, Donald Trump yönetimi sonrası kısaltıldı; bu iddialarda, Marco Rubio yönetimindeki Dışişleri Bakanlığı'nın özellikle Gazze bölümlerinde ciddi kısaltmalar yaptığı öne sürülüyor.
Sonuç
Rapor hem Batı Şeria'daki şiddetin boyutuna hem de Gazze'de nüfus hareketleri, insani kayıplar ve gözaltılarla ilgili bulgulara dikkat çekiyor. Rapordaki ifadeler ve medyada yer alan düzenleme iddiaları, raporun içeriği ve hazırlanma sürecinin siyasi tartışmaların odağında olduğunu gösteriyor.