Avrupa Birliği (AB), Donald Trump döneminde ABD'nin Avrupa savunmasına yaklaşımındaki değişiklikler karşısında "fikirdaş ülkeler" olarak adlandırdığı Türkiye, İngiltere, Kanada, Norveç ve İzlanda ile işbirliğini artırma adımı attı. Uzmanlar, bu girişimin doğru zamanda gerçekleştirildiğini ve AB ile Türkiye arasındaki işbirliğinin diğer alanlarda da genişletilmesi gerektiğini vurguluyor.
AB, Ukrayna'ya destek ve Avrupa güvenliğine dair konular çerçevesinde Brüksel'de 6 Mart'ta bir zirve düzenledikten sonra, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu liderlerle çevrim içi bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantı sonrası, AB'nin üye olmayan ama NATO müttefiki olan ülkelerle savunma işbirliği artırma niyeti açıklandı.
İlginç bir şekilde, AB Konseyi Başkanı Antonio Costa, benzer düşünen ortaklarla işbirliği yapmanın önemini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, Türkiye ile birlikte planlanan güvenlik adımlarının müşterek menfaatlere hizmet edeceğini ifade etti.
Uzman Görüşleri
AB Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü'nden (EUISS) Giuseppe Spatafora, bu toplantının, ABD'nin Ukrayna ve Avrupa savunmasına ilişkin değişen duruşunun bir sonucu olduğunu belirtti. Spatafora, "Şimdi hiçbir müttefik, Washington'ın Ukrayna'ya verdiği desteği onlara sağlamayacağından emin olamaz," diyerek, Avrupa'nın yeni seçenekler geliştirmek için farklı formatlarda bir araya geldiğini vurguladı.
Spatafora, Türkiye dahil önemli Avrupa ülkelerinin, AB dışında oldukları için bilgilendirilme kararı aldıklarını ifade etti. Bu şekilde Moskova ve Washington'a karşı koordineli bir yanıt verme hedefinde olduklarını açıkladı.
Gelecek Süreç
Gelecek stratejilerin, tüm Avrupa ülkeleri ve Kanada'nın Ukrayna'ya yönelik hızla alacakları yardım ve bu yardımların yerini alma üzerine kurulması gerektiğini belirten Spatafora, Avrupa'nın ABD'ye olan bağımlılığının ne ölçüde değişebileceğini de sorgulamalarının önemine değindi. Türkiye'nin Avrupa'nın güvenliğindeki rolünün ise dikkat çekici olduğunu, en büyük kara ordusuna sahip olmasının kıtanın savunmasında büyük bir güç kazandıracağını söyledi.
Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezi'nin (EPC) Türkiye uzmanı Amanda Paul, Türkiye'nin yıllardır AB'nin Kalıcı Yapılandırılmış İşbirliği'nden (PESCO) dışlandığını ve bunun stratejik bir hata olduğunu ifade etti. Paul, AB'nin savunma işbirliğine daha kapsayıcı bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini belirtti.
Türkiye ve AB İlişkileri
Samuel Doveri Vesterbye, Türkiye'nin diğer Avrupalı NATO ortaklarıyla işbirliği için zamanında atılmış bir adım olarak değerlendirdiği Fikirdaş Ülkeler Girişimi'ne dikkat çekti. Vesterbye, iki taraf arasındaki ticaretin %40’ının birbirine bağlı olduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye'nin AB savunma girişimlerine katılımının önemine değinerek, mevcut ayrılıkların azaltılması gerektiğini belirtti.