Avrupa Birliği (AB), düzensiz göçle mücadele amacıyla insan hakları ihlalleri konusunda eleştirilere maruz kalan üçüncü ülkelerdeki "geri gönderme merkezlerini" yasallaştırmaya hazırlanıyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 1 Aralık 2024'te devraldığı görevindeki ilk 100 günlük icraatları arasında geri gönderme stratejisini 11 Mart'ta Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulunda sundu.
Von der Leyen, bu stratejinin detaylarını, geçen yaz AP seçimlerinin ardından üye ülkelere yazdığı mektup ile açıklamıştı. 2023'te İtalya ile Arnavutluk arasında yapılan geri gönderme anlaşmasını örnek gösteren von der Leyen, üçüncü ülkelerde kurulacak tesisler gibi yenilikçi fikirlerin uygulanacağı sinyalini verdi.
Bu yaklaşım, 2022'de İngiltere'nin sığınma talebinde bulunanları Ruanda'ya göndermeyi planladığı projeyi akıllara getiriyor. Von der Leyen'in teklifi, iltica hakkı ihlali ve keyfi gözaltı gibi riskler taşıdığı gerekçesiyle bazı AB liderleri ve insan hakları kuruluşları tarafından eleştirildi. Ancak bu teklif, geniş çapta destek buldu.
Önerilen yasa teklifi, AB'de sığınma başvurusu reddedilenlerin yalnızca %20'sinin geri gönderildiğini gösterirken, süreçlerin hızlandırılmasını ve etkinleştirilmesini amaçlıyor.
AB, geri dönüş süreçlerini hızlandırmak için bürokratik engelleri kaldırmayı ve bir ülkenin sınır dışı kararının tüm üye ülkelerde geçerli olmasını hedefliyor. Taslakta yer alan önemli noktalardan biri, göçmenlerin yalnızca menşe ya da transit ülkelere değil, AB'nin belirlediği herhangi bir üçüncü ülkeye gönderilebilmesi.
Brüksel merkezli Göç Politikaları Enstitüsü Direktörü Hanne Bierens, bu taslağın arkasında, seçmenlere daha sert geri dönüş politikaları mesajı vermeyi amaçlayan bir siyasi irade olduğunu belirtti. Bierens, önerilen yasada üye ülkeler arasındaki iletişimin öneminin vurgulandığını ancak karşılaşılacak sorunların hala belirsizlik taşıdığını ifade etti.
İnsan hakları temelli çalışmalar yapan "11.11.11" isimli STK'nin yetkilisi Flor Didden ise geri gönderme merkezlerinin insan hakları açısından belirsizlikler içerdiğine dikkat çekti. Didden, bu merkezlerin AB kontrolünde olmayacağını ve göçmenlerin haklarına saygı gösterileceği konusunda garanti verilmediğini açıkladı.
Didden, göçmenlerin bağlantılı oldukları ülkelere geri dönüşlerini sağlayan kriterlerin taslaktan çıkarıldığını ve bunun sürdürülebilir geri dönüşleri olumsuz etkileyeceğini sözlerine ekledi. Ayrıca, geçmiş tecrübelerin gösterdiği gibi bu tür deneysel çözümlerin büyük ölçüde başarısız olduğunu vurguladı.
Söz konusu yasa teklifi, AB'nin göç yönetiminde temel sorunların çözülmesi gerektiğinin altını çizerken, gerekli kaynakların kalıcı ve etkili stratejilere yönlendirilmesi gerektiği yönündeki görüşleri pekiştiriyor.