AB, ABD'nin UCM yetkililerine yönelik yaptırım kararından 'derin üzüntü' duyduğunu açıkladı
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, ABD'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) dört yetkilisine karşı aldığı yaptırım kararından dolayı derin üzüntü duyduklarını bildirdi. Açıklama, AB Dış İlişkiler Servisi (EEAS) tarafından paylaşıldı.
Kallas'ın değerlendirmesi
Kallas, UCM'nin uluslararası adalet ve cezasızlıkla mücadelede temel taşı olduğunu, en ağır suçların faillerinden hesap sorduğunu ve mağdurlara seslerini duyurma imkanı verdiğini vurguladı. AB'nin Mahkemeye verdiği desteğin kararlıkla sürdürüleceğini belirtti.
Kallas, Washington'un UCM'den iki savcı yardımcısı ve iki yargıca yönelik yaptırım uygulama kararını karşılayarak, "Bu karar, savcılık ofisinin işleyişini ve devam eden soruşturmaları etkileyebilir." uyarısında bulundu. Ayrıca UCM'nin bağımsız ve tarafsız çalışabilmesi gerektiğini ve mahkeme ile işbirliği yapanlara yönelik saldırı ve tehditlerin kabul edilemez olduğunu ifade etti.
AB'nin çağrısı ve koruma taahhüdü
AB, UCM ve personelinin dış baskı ve tehditlere karşı korunmasını sağlamak için tam destek ve katkı sağlayacağını bildirdi. Kallas, "Tüm devletleri, UCM ile tam işbirliği içinde olmaya, özellikle de bekleyen tutuklama emirlerini derhal yerine getirmeye ve gönüllü anlaşmalar yapmaya çağırıyoruz." dedi.
Kallas ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump'ın kararnamesinin etkilerinin takip edildiğini ve AB'nin hangi adımları atabileceğini değerlendireceklerini belirtti.
ABD'nin kararına ilişkin bilgiler
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 20 Ağustos'ta yaptığı yazılı açıklamada, Trump'ın ilgili başkanlık kararnamesi uyarınca UCM üyesi dört ismi "İsrail aleyhindeki tutumları" nedeniyle yaptırım listesine eklediklerini duyurmuştu. Rubio, listede UCM yargıçları Kimberly Prost ile Nicolas Guillou ve savcı yardımcıları Nazhat Shameem Khan ile Mame Mandiaye Niang'ın yer aldığını belirtmişti.
Rubio açıklamasında, "Bu kişiler, Uluslararası Ceza Mahkemesinin ABD veya İsrail vatandaşlarını, bu ülkelerin rızası olmaksızın soruşturma, tutuklama, gözaltına alma veya yargılama çabalarına doğrudan katılan yabancı kişilerdir. Mahkeme, ABD ve yakın müttefikimiz İsrail'e karşı hukuk savaşı için bir araç olarak kullanılan bir ulusal güvenlik tehdididir." ifadelerine yer vermişti.