
28 Şubat 1997, Türkiye tarihindeki önemli dönüm noktalarından biri olarak kaydedildi. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı, 28 Şubat 1997'de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başkanlığında, 8 saat 45 dakika süren görüşmesiyle, ülkenin siyasi, hukuki ve sosyal yapısını derinden etkiledi. Tarihe "postmodern darbe" olarak geçen bu süreç, Türkiye'nin demokratik durumu üzerinde uzun yıllar sürecek tartışmalara yol açtı.
Refah Partisi (RP) ve Doğru Yol Partisi'nin (DYP) koalisyon hükümeti, 28 Haziran 1996'da göreve geldi. Başbakan Necmettin Erbakan ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in öncülüğündeki bu hükümet, laiklik ve demokrasi tartışmalarının merkezine yerleşti. Erbakan’ın 24 Ocak 1997’deki Kayseri gezisi ve ardından gelen tartışmalar, RP'ye yönelik yargı tehditleriyle sonuçlandı.
Özellikle Sincan'da tankların geçişi, 4 Şubat 1997'de yaşanan bu olay halk arasında "darbe" algısı oluşturdu. Dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, belirtilen gün Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ı görevden uzaklaştırarak, siyasi gerginliği artırdı.
MGK toplantısında kabul edilen 4 maddelik bildiride, cumhuriyetin ve rejimin korunmasına yönelik taviz verilmeyeceği vurgulanarak, farklı grupların demokrasiye yönelik tehditleri ele alındı. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in "demokrasiye balans ayarı yaptık" ifadesi de bu gerginliğe damga vurdu.
Başbakan Erbakan, MGK’nın 1 Mart 1997'de açıkladığı taleplerin bir kısmını kabul etmedi. Bunun ardından DYP'nin hükümetten çekilme isteği kamuoyunda yankı buldu. Erbakan, yatan gerginliği çözmek amacıyla MGK kararlarını 5 Mart 1997'de imzaladı. Ancak hayat bulan bu siyasi kriz, DYP ile RP arasında bir kopuşun habercisi oldu.
28 Şubat sürecinin damgasını vuran bir diğer gelişme ise, RP'ye kapatma davasının açılmasıydı. Anayasa Mahkemesi, partiyi 16 Ocak 1998'de kapattı ve bu da RP'nin 14 yıl süren siyasi hayatının sonunu getirdi.
28 Şubat 1997, sadece bir dönemin kapanmasına değil, Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli değişimlerin de başlangıcı oldu. Günümüze kadar uzanan etkileri ve sonuçlarıyla bu tarih, hala tartışmalı bir evre olarak anılmayı sürdürüyor.