2026 Asgari Ücret Görüşmeleri: TÜRK-İŞ'in 'Açlık Sınırı' 29.828 TL Kırmızı Çizgi Olarak Belirlendi

TÜRK-İŞ'in Kasım 2025 verilerine göre açlık sınırı 29.828 TL; sendika bu tutarın altındaki tekliflerin müzakere edilmeyeceğini 'kırmızı çizgi' olarak ilan etti.

Yayın Tarihi: 29.11.2025 02:19
Güncelleme Tarihi: 29.11.2025 02:19

2026 Asgari Ücret Görüşmeleri: TÜRK-İŞ'in 'Açlık Sınırı' 29.828 TL Kırmızı Çizgi Olarak Belirlendi

2026 Asgari Ücret Görüşmeleri: TÜRK-İŞ'in 'Açlık Sınırı' Öne Çıktı

Aralık ayında başlayacak asgari ücret görüşmeleri öncesinde TÜRK-İŞ tarafından açıklanan Kasım 2025 verileri, işçi tarafının pazarlıkta dayanak kabul edeceği rakamı belirledi. Milyonlarca çalışanın yeni yılda alacağı ücret için masada öne çıkacak temel gösterge olarak bu veri öne çıkıyor.

Açlık Sınırı: Kasım 2025 Verileri

TÜRK-İŞ'in düzenli yayımladığı Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırmasının Kasım 2025 sonuçlarına göre açlık sınırı 29.828 TL olarak tespit edildi. Bu rakam, işçi kesiminin asgari ücret pazarlığındaki psikolojik ve hayati alt sınırı olarak değerlendiriliyor.

Sendika Tutumu ve Mesajı

TÜRK-İŞ kanadından gelen açıklamalar, 29.828 TL'nin altındaki herhangi bir teklifin kabul edilemez olduğu yönünde net bir mesaj içeriyor. TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay'ın daha önce işaret ettiği "kırmızı çizgimiz açlık sınırıdır" prensibi, sendikanın tutumunu özetliyor ve müzakerelerde belirleyici bir referans olarak öne çıkıyor.

Aralık Ayındaki Masa ve Süreç

Asgari ücretin 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olması hedeflenirken, Asgari Ücret Tespit Komisyonu Aralık ayı boyunca görüşmelerini sürdürecek. TÜRK-İŞ'in açıkladığı 29.828 TL verisi, kamuoyu vicdanında ve pazarlık dinamiklerinde asgari ücretin başlangıç noktası olarak kabul görmüş durumda.

Beklentiler

Aralık ayındaki müzakerelerin seyri, işçi tarafının açıkladığı açlık sınırı verisinin pazarlıkta nasıl yansıdığına göre belirlenecek. Sürecin sonunda 2026 yılı net asgari ücretinin Cumhurbaşkanı tarafından açıklanması bekleniyor; TÜRK-İŞ verisinin ise pazarlıkların ana belirleyicilerinden biri olması öngörülüyor.

Yazar
EDİTÖR

Emine Durgun