2026 Akdeniz Oyunları Roma'daki etkinlikte kapsamlı şekilde değerlendirildi
İtalya'nın Taranto kentinde 21 Ağustos-3 Eylül 2026 tarihlerinde gerçekleştirilecek 20. Akdeniz Oyunları, Roma'da düzenlenen "Dünyada İtalyan Sporu Günü" programında gündeme alındı. Etkinlik, sporun hem ulusal ekonomi hem de uluslararası ilişkiler açısından rolünü tartışmaya açtı.
Etkinlik ve katılımcılar
İtalya Dışişleri ve Uluslararası İş Birliği Bakanlığı tarafından ikinci kez düzenlenen etkinlik, Villa Madama'da gerçekleştirildi. Programa katılan isimler arasında Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Spor ve Gençlik Bakanı Andrea Abodi, İtalya Ulusal Olimpiyat Komitesi (CONI) Başkanı Luciano Buonfiglio, İtalya Paralimpik Komitesi Başkanı Marco Giunio De Sanctis ve İtalya Ticaret Ajansı ITA Başkanı Matteo Zoppas yer aldı.
Spor diplomasisi ve ekonomik boyut
Antonio Tajani etkinlikte yaptığı konuşmada spor diplomasisinin ülkenin büyüme stratejisinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı. Tajani, spor sektörünün 24,7 milyar avro katma değer ürettiğini, 400 binden fazla kişiye istihdam sağladığını ve gayrisafi yurt içi hasılanın %1,38ini oluşturduğunu aktardı. Ayrıca İtalya'nın 4,7 milyar avroluk ihracat düzeyiyle spor malzemesi ihracatında dünyanın ilk beş ülkesi arasında ve Avrupa Birliği içinde ikinci sırada olduğunu belirtti.
Uluslararası itibar ve barış vurgusu
Andrea Abodi ise sporun İtalya'nın uluslararası arenadaki itibarını ve prestijini güçlendirme kapasitesine dikkat çekti. Abodi, sporun ayrıca daha barışçıl bir Akdeniz ve zorluklara rağmen barış için çabalamaya devam eden bir dünya adına diyalog ve değişim fırsatı sunduğunu kaydetti.
Organizasyon ve altyapı hazırlıkları
Etkinlikte söz alan Özel Komiser ve Organizasyon Komitesi Başkanı Massimo Ferrarese, hükümetin sağladığı özveri ve kaynaklar sayesinde değerli ilk dört tesisin tamamlandığını bildirdi. Ferrarese'nin açıklaması, oyunların altyapı hazırlıklarındaki somut ilerlemeyi işaret ediyor.
Roma'daki program, Akdeniz Oyunları'nın sadece sportif bir etkinlik olmanın ötesinde ekonomik, diplomatik ve altyapısal boyutlarıyla planlanmasının önemini ortaya koydu ve Türkiye gibi bölge ülkeleriyle yürütülecek iş birlikleri açısından da dikkat çekici bir gündem sundu.