Lübnan Cumhurbaşkanı Avn: Kurtuluş ancak 'tek devlet ve tek ordu' ile mümkün
Avn, Hizbullah liderlerinin öldürülmesinin yıl dönümünde ulusal birlik çağrısı yaptı
Joseph Avn, Hizbullah liderleri Hasan Nasrallah ile Haşim Safiyuddin'in İsrail saldırılarında öldürülmesinin 1. yılı dolayısıyla yayınladığı yazılı açıklamada, ülkenin kurtuluşunun ancak tek bir ordu, tek bir devlet ve anayasal kurumlar çerçevesinde mümkün olacağını belirtti.
Açıklamasında, geçen ay alınan "silahların devlet elinde toplanması" kararına atıf yapan Avn, tek devlet ve tek ordu vurgusunun açıklamasında belirleyici olduğunu ifade etti. Avn, Lübnan halkının fedakarlıklarının ancak tek, güçlü ve adil devlet etrafında birleşmekle korunabileceğini kaydetti.
Avn, ayrıca şunları dile getirdi: "Lübnan'ı tehdit eden güvenlik, siyasi ve ekonomik tehditlerden korunmanın ancak ulusal mutabakat, bölünmeden uzaklaşma ve meşruiyetin tek sahibi olan Lübnan devleti çatısı altında birleşmeyle mümkün olduğunu" vurguladı.
Başkanın açıklamasında yer verdiği diğer bir cümle ise şu oldu: "Bu elim olayın (Hizbullah liderlerinin öldürülmesi), birlik olmaya ve Lübnan'ın kurtuluşunun ancak tek bir devlet, tek bir ordu ve anayasal kurumlarla mümkün olduğuna dair inancın güçlendiği bir an olmasını umuyorum."
Olayların kronolojisine göre, İsrail'in 27 Eylül 2024'te Beyrut'un güney banliyösüne düzenlediği ağır bombardımanda Hasan Nasrallah yaşamını yitirdi; 3 Ekim'deki saldırıda ise halefi Haşim Safiyuddin hayatını kaybetti.
Bu gelişmelerin ardından Lübnan Bakanlar Kurulu, 5 Ağustos'ta Hizbullah'ınkiler de dahil ülkedeki tüm silahların devletin tekelinde toplanması kararını kabul etti ve orduya 2025 yılı sonuna kadar uygulanmak üzere bir plan hazırlama görevi verdi.
Buna karşın Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, daha önce yaptığı açıklamalarda, "İsrail Lübnan topraklarından tamamen çekilmedikçe, saldırılarını durdurmadıkça, esirleri serbest bırakmadıkça ve yeniden imara başlanmadıkça Hizbullah'ın silahlarını teslim etmeyeceğini" defalarca vurgulamıştı.
Bu açıklamalar, hükümetin aldığı karar ile Hizbullah'ın tutumu arasındaki farkı ortaya koyuyor ve silahların devlete teslimi konusundaki tartışmanın sürmesine neden oluyor.
