Medipol Sağlık Grubu panelinde kronik stresin bedensel etkileri tartışıldı
Medipol Sağlık Grubu tarafından düzenlenen "Kronik Stresin Bedensel Etkileri" panelinde, stresin nörolojiden bağışıklığa, kas sisteminden deri sağlığına kadar uzanan fizyolojik etkileri ele alındı. Panel Medipol Mega Üniversite Hastanesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi ve moderatörlüğünü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Taha Can Tuman üstlendi. Panelde Prof. Dr. Mehmet Ağırman, Doç. Dr. Buse Çağla Arı, Uzm. Dr. Sena İnal ve Uzm. Dr. Rahime Gök söz aldı.
Stres yalnızca zihni değil bedeni de etkiliyor
Doç. Dr. Taha Can Tuman stresin yaşamın doğal bir parçası olduğunu vurguladı ve kronikleştiğinde hem zihinde hem de bedende ciddi tahribata yol açabileceğini belirtti. Tuman, asıl belirleyicinin stresli olay değil, kişinin stresi nasıl yorumladığı ve yanıt verdiği olduğunu ifade etti. Uzun ve şiddetli stres dönemlerinde çaresizlik hissi gelişebildiğini, bunun da kalp-damar ve bağışıklık sistemi ile birlikte zihinsel süreçler ve cilt sağlığı üzerinde olumsuz etkiler bıraktığını söyledi.
Kas-iskelet sistemi üzerindeki etkiler
Prof. Dr. Mehmet Ağırman kronik stresin kas-iskelet sistemi üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekti. Ağırman, akut stresin vücudu kısa vadede harekete geçirdiğini ancak çözülmeyen stresin kronikleştiğinde ağrı algısını değiştirerek hafif ağrıların daha şiddetli hissedilmesine yol açtığını belirtti. Omurga sağlığında bozulma, duruş bozuklukları ve stresli işlerde çalışanlarda kemik erimesi vakalarının daha sık görüldüğü vurgulandı.
Beyin yapısı ve uyku düzenine etkiler
Doç. Dr. Buse Çağla Arı stresin yalnızca duygusal tepki olmadığını, beyin biyolojisini doğrudan etkilediğini aktardı. Arı, artan stres seviyeleriyle hormon düzeylerinde değişiklikler görüldüğünü, öğrenme ve sürdürülebilir dikkat gibi bilişsel süreçlerin zorlaştığını söyledi. Kronik stresin uyku düzenini bozduğunu, uykusuzluk, motivasyon kaybı, zihinsel yorgunluk, migren ataklarında artış, diş sıkma ve uyanıklık saatlerindeki düzensizlik gibi sonuçlara yol açtığını belirtti.
Cilt bariyeri, iyileşme ve yaşlanma
Uzm. Dr. Sena İnal stresin ciltte koruyucu bariyeri zayıflattığını ve bunun enfeksiyonlara karşı savunmasızlık, mevcut cilt hastalıklarının alevlenmesi veya yeni hastalıkların ortaya çıkması riski oluşturduğunu ifade etti. İnal, sedef gibi kronik hastalıkların stresle tetiklenebildiğini, pigment bozuklukları, yara iyileşmesinde gecikme ve iz kalma olasılığının arttığını söyledi. Ayrıca stresin yaşlanma sürecini hızlandırarak kırışıklıkları tetikleyebileceğinin altını çizdi.
Bireysel farklılıklar ve stres yönetiminin önemi
Uzm. Dr. Rahime Gök stresin herkeste aynı etkiyi göstermediğini, kişilik yapısı ve baş etme becerilerinin belirleyici olduğunu vurguladı. Gök, kronik stresin zamanla psikolojik sorunların yanı sıra fiziksel hastalıkların da ortaya çıkmasına neden olabileceğini belirterek, stres yönetiminin hem ruh hem de beden sağlığı için son derece önemli olduğunu kaydetti.
Panelin ortak vurgusu kronik stresin çok sistemli ve kalıcı etkileri olduğuydu; bu etkilerin azaltılmasında erken tanı, bireysel baş etme stratejileri ve multidisipliner yaklaşımların önemi öne çıktı.
MEDİPOL SAĞLIK GRUBU TARAFINDAN DÜZENLENEN "KRONİK STRESİN BEDENSEL ETKİLERİ" PANELİNDE, NÖROLOJİDEN BAĞIŞIKLIĞA, KAS SİSTEMİNDEN DERİ SAĞLIĞINA KADAR VÜCUTTA KALICI HASAR BIRAKAN STRESİN FİZYOLOJİK YIKIMI MASAYA YATIRILDI. UZMANLAR, STRESİN SADECE RUH SAĞLIĞI ÜZERİNDE DEĞİL VÜCUT ÜZERİNDE DE OLUMSUZ ETKİLERİ OLABİLDİĞİNİ BELİRTTİ.
