KAAN İle Yeni Bir Dönem
Türkiye, havacılık ve savunma alanında önemli bir adım atarak KAAN savaş uçağını Endonezya'ya satma anlaşmasını imzaladı. Bu gelişme, hem iki ülke arasındaki teknoloji temelli savunma ilişkisini güçlendiriyor, hem de Endonezya'nın bölgesel stratejisinde önemli bir yer ediniyor.
Tarihsel Anlaşmalar ve Hedefler
2025 yılı, Türk havacılık ve uzay sektörü için kritik bir dönüm noktası. Türkiye, Hürjet jet eğitim uçağı için İspanya ile ortaklık anlaşmasının yanı sıra, Paris Havacılık Fuarı'nda Baykar ile İtalyan savunma şirketi Leonardo arasında insansız hava sistemleri için bir ortaklık kurduğunu duyurdu.
Özellikle Cakarta'da imzalanan KAAN anlaşması, Türkiye'nin beşinci nesil savaş uçağı ihracatındaki başarısının simgesi oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sıçramanın Türkiye ve Endonezya için hayırlı olmasını dileyerek, üretimde Endonezya'nın kabiliyetlerinin kullanılacağını ifade etti.
KAAN Programının Özelikleri
KAAN, yüksek manevra kabiliyeti ve gelişmiş aviyonik sistemleri ile dikkat çekiyor. İlk uçuşunu 2024 yılında gerçekleştirecek olan KAAN, 2030’lu yıllarda Endonezya'ya teslim edilmeye başlanacak. Anlaşmanın toplam değeri ise yaklaşık 15 milyar dolar olarak kaydediliyor.
Endonezya'nın Savunma Stratejisi
Endonezya, mevcut hava filosunu modernize etme sürecinde. F-16'lar ve Rus menşeli Sukhoi jetleri ile kısıtlı bir envantere sahip olan ülke, KAAN anlaşmasıyla birlikte Türk savunma sanayiini öncelikli ortak olarak değerlendiriyor.
Endonezya'nın Boeing ile yapmayı planladığı F-15EX anlaşması henüz onay sürecindeyken, KAAN'ın uluslararası pazarda daha rekabetçi bir hale gelmesi bekleniyor.
ASEAN Ülkelerinin Olabilecek İlgisi
Küresel savunma işbirliğinde Türkiye'nin artan etkisi, diğer ASEAN ülkelerinin de KAAN'ı seçenek olarak değerlendirmesine olanak sağlayabilir. KAAN, ABD menşeli uçaklarla gelen jeopolitik kısıtlamalardan kaçınmak isteyen bu ülkelere maliyet etkinliği ve bağımsızlık sunabilir.
Özellikle Malezya, Filipinler ve Vietnam gibi ülkeler, KAAN'a ilgi gösterebilir. Ancak bu ülkelerin kararlarının, mevcut askeri altyapıları ve maliyet etkinlikleri doğrultusunda şekillenmesi bekleniyor.
Sonuç
Türkiye'nin havacılık ve uzay sanayisi, KAAN anlaşması ile uluslararası sahnede giderek daha etkili bir konuma gelmektedir. Bu gelişmenin, Türkiye'nin küresel savunma teknolojileri üzerindeki etkisini ne seviyede artıracağı ise önümüzdeki yıllarda netlik kazanacaktır.
