İzmir Körfezi'nde kirlilik ve balık ölümleri: 'kısır döngü' uyarısı
GÜLSELİ KENARLI - Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, İzmir Körfezi'ndeki kirlilik dinamiklerini ve son dönemde artan balık ölümlerini AA muhabirine değerlendirdi.
Kısır döngü ve son gözlemler
Beşiktepe, İzmir Körfezi'nde yıllardır biriken organik maddelerin bakteriyel parçalanmasının yeni bir inorganik besin yükü ürettiğini ve bunun tekrar fitoplankton patlamalarını tetikleyerek tipik bir kısır döngü oluşturduğunu belirtti. Geçen yıl görülen balık ölümlerinin son günlerde yeniden başladığını, Turan ve Karşıyaka sahillerinde çok sayıda ölü balıkla birlikte denizin renginin yeşile ve kahverengiye döndüğünü, sahil boyunca kötü kokunun etkili olduğunu aktardı.
Beşiktepe, normal koşullarda deniz marullarının besin tuzlarını kullanarak ekolojik fayda sağladığını ancak aşırı artışın körfeze ek yük getirdiğini vurguladı. Tabanda biriken organik maddelerin sıcaklık artışıyla bakteriler tarafından parçalanıp inorganik besinlere dönüştüğünü ve bunun oksijenin tükenmesine, sonuçta balık ölümlerine yol açtığını söyledi. "Bu yüzden Körfez'in tabanında biriken bu organik yük tabakasının temizlenmesi gerekiyor, aksi takdirde süreç kendi kendini beslemeye devam edecek."
Kirliliğin beş kaynağı
Beşiktepe, Körfez'e giren inorganik yükün beş ana kaynaktan geldiğini sıraladı:
1. Tabanda yılların birikimi olan organik maddenin bakteriyel dekompozisyonla yeniden çözülmesi.
2. Şehir deşarjları, yani arıtma tesislerinden gelen yük.
3. Derelerden gelen kirlilik.
4. Yer altı sularıyla sisteme giren yük.
5. Gediz Nehri’nin bazı kollarının iç körfeze taşıdığı yük.
Beşiktepe, bu beş kaynağın miktarının net olarak ortaya konulması gerektiğini belirterek, "Nereden ne kadar yük geliyor, nehirlerden, derelerden, şehirden ya da yer altı sızmalarından mı geliyor, bunun bütçesinin çıkarılması lazım. Ancak o zaman nerede azaltmaya gidileceğine karar verilebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Zaman içinde artış ve kapsam
Uzun yıllara yayılan şehir atık suyu deşarjı, yer altı sularındaki sızıntılar ve derelerden gelen kirliliğin son 20-30 yıldır körfez tabanında biriktiğini ifade eden Beşiktepe, nüfus artışıyla bu yükün daha da yoğunlaştığını aktardı. İzmir Körfezi'nde son 4-5 yıldır süregelen kirlilik döngüsünün özellikle son 2-3 yılda şiddetlendiğini vurguladı. Gediz Nehri ve yan kolları ile kışın aktif olan diğer derelerin de Körfez’e yük taşıdığını, şehir atıkları ve tarımsal kaynakların etkisinin sürdüğünü ve arıtma tesislerinden organik ile inorganik madde girişinin devam ettiğini belirtti.
Çözüm önerileri ve izleme ihtiyacı
Beşiktepe, tabanda biriken organik yük tabakasının kaldırılmasının öncelikli gereklilik olduğunu vurgulayarak, dışarıdan ek yük olmasa bile tabandaki organik maddenin bakteriler tarafından parçalanmasının süreci devam ettireceğini söyledi. Kıyılarda artan insan baskısı nedeniyle benzer sorunların diğer yarı kapalı körfezlerde de görülebileceği uyarısında bulundu.
Çözüm için öncelikle kaynakların ayrıntılı biçimde tespit edilmesi gerektiğini belirten Beşiktepe, ayrıca ulusal düzeyde bir zararlı alg patlaması araştırmaları stratejisi ve programı oluşturulmasını, bu programla gözlem ve erken uyarı sistemleri kurularak oluşabilecek patlamaların önlenmesi ve kontrolü için karar vericilere kanıta dayalı bilgiler sağlanmasını önerdi.