İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Saldırıları ve Tarihsel Benzerlikler
Rami Abdu, Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Örgütü Başkanı, Israel'in Gazze Şeridi'nde yürüttüğü saldırıların büyük yıkım etkisi olduğunu belirtirken, Hüsnü Nedim isimli gazeteci de bu durumu 1945'te Hiroşima ve Nagazaki'ye yapılan atom bombası saldırılarıyla ilişkilendirdi.
Gazze'deki Ciddi İnsani Kriz
7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail, Gazze'ye on binlerce ton bomba atmış durumda. Bu saldırılarda, ölü ve yaralı sayısının 140 bini aştığı bildiriliyor. Gazze'de yaşayan 2,3 milyon kişinin büyük bir korku içinde yaşadığı ifade ediliyor. 1,9 milyondan fazla kişi ise yerinden edilmiştir.
Yıkımın Ölçüleri
Abdu, Amerikalıların Hiroşima ve Nagazaki'yi bombalamasının yanı sıra, İsrail'in de Gazze'de sivilleri ayırt etmeden ağır bombardımanlar gerçekleştirdiğini belirtti. "İsrail, Gazze'ye atom bombası atmadı ancak büyük yıkıma yol açan silahlar kullanarak çok sayıda masum sivilin ölümüne neden oldu," diyerek vurguladı.
Soykırım İddiaları
İsrail'in Gazze'deki saldırılarını bir soykırım olarak nitelendiren Abdu, "İsrail, Gazze halkının tamamına bir saldırı yürütüyor," ifadelerini kullandı. Hiroşima'daki saldırının yaratığı yıkım ile Gazze'deki durumun benzerliğine de dikkat çekti.
Uluslararası Toplumun Tepkisi
İsmail es-Sevabite, Gazze'deki insani durumu vurgulayarak, uluslararası toplumun sessiz kalmasının İsrail'in saldırılarına zemin hazırladığını ifade etti. "Dünya, masum çocukların ve sivillerin öldürülmesine göz yumuyor," şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Silah Desteği ve Savaş Suçları
Sevabite, ABD'nin İsrail'e yaptığı askeri yardıma dikkat çekerek, bu desteğin Gazze'deki yıkımları artırdığını ifade etti. Ayrıca, İsrail'in Gazze'ye attığı patlayıcı miktarının Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarından kat be kat fazla olduğunu belirtti.
Sonuç
Günümüz dünyasında, Gazze'deki insani kriz ve savaş suçları karşısında uluslararası sessizliğin devam etmesi, bu durumun daha da derinleşmesine sebep oluyor. Gazze'deki olaylar, geçmişteki büyük yıkımları hatırlatmaya devam ediyor ve dünya kamuoyunun bu duruma kayıtsız kalması, insanlık açısından bir utanç kaynağı oluşturmaktadır.
