Filistin'in güneyindeki El-Halil kentinde bulunan Harem-i İbrahim Camisi'nde ibadet, İsrail güçleri tarafından sekizinci gününde de engellendi. El-Halil Vakıflar Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, İsrail’in 'güvenlik' gerekçesiyle camiye girişleri, cemaatin yanı sıra cami görevlileri ve hizmetlilere de yasaklandığı belirtildi.
Filistinliler, İsrail’in bu uygulamalarla cami ve çevresinde yeni bir fiili durum oluşturarak bölgeyi yerleşim projeleri için ele geçirme hedefinde olduğu görüşünü savunuyor. Harem-i İbrahim Camisi’nin de yer aldığı El-Halil’in Eski Şehir bölgesinde, tamamen İsrail kontrolünde, 400 Yahudi yerleşimci bulunmakta ve bölge 1500 İsrail askeri tarafından korunmaktadır.
Müslümanlar İçin Kutsal Bir Mekân
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'nın çevresi olarak kabul edilen Harem-i İbrahim Camisi, Mekke'deki Mescid-i Haram ve Medine'deki Mescid-i Nebevi'den sonra Müslümanlar için en kutsal 4. cami olarak değerlendirilmektedir. Caminin altında yer alan mağarada Hazreti İbrahim ve eşinin yanı sıra Hazreti İshak, Hazreti Yakup, Hazreti Yusuf ve eşlerinin mezarları yer almaktadır.
Tarihi Olaylar ve Etkileri
İsrail'in 1967'den beri işgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bulunan cami, 25 Şubat 1994'te sabah namazını kılan Müslümanların üzerine ateş açan Baruch Goldstein adlı Yahudi fanatiğin saldırısının ardından kapatılmış ve tekrar açıldığında yarısından fazlası Yahudilere tahsis edilerek ikiye bölünmüştür. Bu saldırıda tarihe 'El Halil Camii (Harem-i İbrahim) Katliamı' olarak geçen olayda 29 Filistinli hayatını kaybetmiş, 150'den fazla kişi yaralanmıştır.
Caminin bölünmesinin ardından, Hazreti İshak ve eşinin bulunduğu kabirler Müslümanlara ayrılan kısımda kalırken, diğer bölümler Yahudilere ait olup sinagoga çevrilmiştir. Bölünmüş kısımlar yılda on gün karşılıklı olarak Müslüman ve Yahudi ziyaretçilere açılmakta; bu düzenlemeye göre, Yahudilerin dini bayramlarında cami olan kısım Yahudilere, Müslümanların dini bayramlarında ise sinagog kısmı Müslümanlara tahsis edilmektedir.
