"Proceedings of the National Academy of Sciences" dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma, plastik kirliliğinin gizemli dünyasına benzersiz bir bakış sunuyor. Columbia Üniversitesi'nden bir ekip, şişelenmiş sudaki nanoplastik partiküllerin hızlı analiz kapsamında kullandıkları yeni bir optik görüntüleme teknolojisi geliştirdi.
Görüntüleme çözümü, araştırmacıların bir bir nanoplastik parçacıkların profilini çıkarmasını sağladı. Nanoplastiklerin bir mikrometreden veya insan saçının 7’de birinden daha ince olduğu biliniyor. Columbia ekibi, ortalama bir litre şişelenmiş suyun yaklaşık 240 bin mikron altı plastik içerdiğini keşfetti. Bu sayının ortalama bir şişenin 325 mikro parçacık içerdiğini gösteren 2018 tarihli bir çalışmadan çok daha fazla olduğu belirtildi.
Washington Post, son birkaç yıldır plastik kirliliği üzerine yapılan araştırmaların gezegenin her köşesinde mikroplastik izlerine rastlandığını belirtiyor. Antarktika'daki en derin deniz diplerinde, toprak örneklerinde, yabani ortamda ve hatta insan plasentasında mikroskobik plastik parçaları belirlendi.
MİKROPLASTİKLER VÜCUDUN BİR PARÇASI DURUMUNA GELİYOR
İnsan derisi gibi, plastik kaplar da yediğimiz ve içtiğimiz yiyecek ve suya görünmez parçacıklar bırakıyor ve bu mikroplastikler aslında bir yandan insan vücudunun bir yandan da çevrenin bir parçası durumuna geliyor.
Mikroplastiklerin insan sağlığı için ortaya koyduğu tehlikeler hâlâ araştırılıyor. Columbia Kimya Profesörü ve araştırmanın yazarlarından Wei Min'e göre, nanoplastik parçacıklar eninde sonunda mikroplastiklerin şimdi neden olduğu zarardan daha tehlikeli olacak.
Nanoplastikleri tanımlama kapsamında daha önce geliştirilen metotlar, doğru bir parçacık sayısı sağlayacak kadar hassas değildi. Yeni yöntem, sudaki çeşitli moleküllerin rezonansını gözlemlemek ve kaydetmek konusunda bir numuneye yönelik iki lazer kullanıyor. Bilim insanları, 3 tür şişelenmiş su numunesinden 7 çeşit plastik molekül türünü tanımlamak amacıyla makine öğrenimi algoritmalarından faydalandılar.
Araştırmacılar, sudaki mikroplastikler ile insan sağlığı arasındaki potansiyel bağlantıyı tartışırken, nanoplastik tespiti üzerine yapılan bu benzeri görülmemiş çalışma, en azından bilimsel tartışmayı körükleyecek yeni kanıtlar ve daha ileri analizler için ek bir araç sağlayacak. Giderek artan keşifler, plastik polimerin parçalanmasının mikron seviyesinde durmadığını gösteriyor. Bunun yerine, "büyüklük sırasına göre daha yüksek" miktarlarda nanoplastik partiküller oluşturmaya devam ediyor.
