Tekrarlayan zehirlenme haberleri toplumsal kaygıyı artırıyor
Biruni Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi ve Klinik Psikolog İlayda Erdoğan, son dönemde art arda gelen zehirlenme vakalarının toplumda kolektif travma etkisi oluşturduğunu söyledi. Erdoğan, bu tür haberlerin tekrarlayıcı niteliğinin halk arasında bir tehdit algısı yaratarak genel kaygı düzeyini yükselttiğine dikkat çekti.
Kolektif travma yalnızca büyük afetlerle sınırlı değil
Erdoğan, kolektif travmanın geniş kitleleri etkileyen büyük afetlerle sınırlı kalmadığını; arka arkaya gelen, küçük gibi görünen olayların bile toplumsal bellekte güçlü stres tepkileri oluşturabileceğini vurguladı. "İstanbul Fatih’te Böcek ailesinin zehirlenmesi olayı ilk etapta tüm toplumu etkileyen bir kriz gibi görünmese de sonrasında yaşanan benzer vakalar toplumda bir tehdit algısını besleyerek kolektif travmayı tetiklemiş olabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Acil servis başvurularında artış
Erdoğan, medyada zehirlenme haberlerine sıkça rastlanmasının bireylerde yoğun kaygı yarattığını, bunun da acil servis başvurularında artışa yol açtığını belirtti. "Toplumdaki kaygı artışı nedeniyle, kişiler en ufak mide bulantısı, baş dönmesi gibi belirtileri bile zehirlenme ile ilişkilendirerek acil servislere başvuruyor" dedi ve bunun sağlık sistemi üzerinde ek yük yarattığını ifade etti.
Medyanın rolü ve sorumluluğu
Kolektif travmanın azaltılmasında medya kuruluşlarının tutumunun kritik olduğunu söyleyen Erdoğan, şeffaf ve doğrulanmış bilgi aktarımının önemini vurguladı. Erdoğan, "Medya doğru, teyit edilmiş bilgiyi aktarmalı; abartılı, tekrar eden ve tetikleyici içeriklerden kaçınmalıdır" uyarısında bulundu ve bu tür içeriklerin kaygıyı tırmandırarak travmanın kalıcılığını artırdığını belirtti.
Bireysel ve toplumsal öneriler
Erdoğan, kaygıya karşı alınabilecek önlemler konusunda şu önerileri paylaştı: maruziyeti azaltmak, yalnızca güvenilir kaynaklardan bilgi almak ve gerektiğinde uzman desteğine başvurmak. Ayrıca depremlere ilişkin öneriler bağlamında deprem çantası hazırlamak ve olası bir depremde yapılacakları öğrenmek gibi hazırlıkların kaygıyı düzenlemeye yardımcı olabileceğini söyledi.
Toplumda dayanışmayı güçlendirecek psikoeğitim faaliyetleri ve güven artırıcı kamu bilgilendirmeleri de Erdoğan'a göre kolektif travmanın oluşumunu önlemede belirleyici rol oynuyor. Doğru bilgi akışı ve alınacak yapısal önlemler, hem bireysel kaygıyı azaltabilir hem de sağlık sistemi üzerindeki gereksiz yükü hafifletebilir.
BİRUNİ ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU ÖĞRETİM ÜYESİ VE KLİNİK PSİKOLOG İLAYDA ERDOĞAN, SON DÖNEMDE PEŞ PEŞE YAŞANAN ZEHİRLENME VAKALARININ TOPLUMDA KOLEKTİF TRAVMA ETKİSİ OLUŞTURDUĞUNU BELİRTEREK, ARTAN KAYGI NEDENİYLE VATANDAŞLARIN HASTANELERİN ACİL SERVİSLERİNE DAHA SIK BAŞVURMAYA BAŞLADIĞINI SÖYLEDİ.
