Hamas, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'un "Hamas'ın esirleri serbest bırakmak yerine savaşı seçtiği" yönündeki açıklamalarının gerçekleri çarpıtmak anlamına geldiğini vurguladı. Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, Waltz'un ifadelerine sert bir tepki gösterildi.
Açıklamada, ABD'nin bu tutumunun, Filistin halkına yönelik saldırılarında İsrail ile tam bir ortaklık içinde olduğunu ve Gazze'de 2 milyondan fazla insanı hedef alan soykırım, açlık ve abluka politikalarına açıkça destek verdiğini gösterdiği ifade edildi.
Hamas, "İsrail'in ateşkes girişimlerini reddettiği, öldürme, aç bırakma ve ablukayı sürdürdüğü gerçeğini göz ardı eden bu sözler, gerçeği çarpıtmaktır." dedi. Filistin direnişinin ateşkes ve kapsamlı esir takası anlaşması için yaptığı girişimlerin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ekibi tarafından bilinçli bir şekilde reddedildiğinin altı çizildi.
Açıklamada, "İsrail’in kendini savunma hakkından bahsetmek, gerçeği çarpıtmaktır. İşgalci olan tarafın böyle bir hakkı olamaz; çünkü zaten saldırgan olan kendisidir." ifadesi yer aldı.
Waltz, X platformunda yaptığı paylaşımda, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına açık destek vererek, "İsrail’in, Hamas’ın teröristlerine karşı halkını savunma hakkı vardır." iddiasında bulunmuştu. Ayrıca, "Hamas tüm rehineleri serbest bırakmış olsaydı, ateşkes süresi uzatılabilirdi." ifadelerini eklemişti.
Ateşkesi bozan İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı. Saldırılar sonucunda çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 600'e yakın Filistinlinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 1000 kişinin yaralandığı bildirildi.
İsrail, yeni ateşkes tekliflerini reddettiği gerekçesiyle Hamas'a karşı "gittikçe artan askeri güçle" hareket edeceğini duyurdu. Hamas ise, "İsrail'in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi'nde Filistin halkına karşı soykırımı yeniden başlattığını" belirtti.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, Başbakan Netanyahu'nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü'nü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde gerçekleşti.
