HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan'dan Dünya Barış Günü çağrısı
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Dünya Barış Günü vesilesiyle yayımladığı mesajda Birleşmiş Milletler (BM) ve tüm uluslararası aktörleri, devletleri, sivil toplum kuruluşlarını ve insan hakları savunucularını zulümlere sessiz kalmamaya çağırdı. Arslan, özellikle Gazze ve Filistin çevresinde yaşananları işaret ederek kalıcı barışın sağlanmasının önemine vurgu yaptı.
Mesajın ana hatları
Arslan, dünyanın değişik bölgelerinde darbeler, terör ve savaşlar nedeniyle sivillerin hayatını kaybettiğine dikkati çekti ve HAK-İŞ olarak savaşları, soykırımları, zulümleri ve vahşetleri lanetlediklerini belirtti. Mesajda barışın sadece silahların susması değil, aynı zamanda adaletin, eşitliğin ve insan onurunun tesisiyle mümkün olacağı ifade edildi.
Dünyada kalıcı barışın hakim olmasını istiyoruz. Özellikle, yalnız ve çaresiz bırakılan, sistematik şekilde soykırıma uğrayan Filistin ve Gazze'de barış kazanana kadar mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz.
Gazze, insani yardım girişimleri ve uluslararası sorumluluk
Arslan, Gazze'de yaşananların insanlık onurunu zedelediğini ve binlerce masumun hayatını kaybettiği bir insanlık dramı olduğunu vurguladı. Mesajda, Gazze'ye yönelik ablukanın kaldırılması, insani yardımların ulaştırılması ve Sumud Filosu girişimlerinin desteklenmesi gerektiği belirtildi. Metinde Madleen, Hanzala ve Sumud Filosu ile Mavi Marmara'ya ilişkin ifadeler korunarak bu girişimlerin amacının insani yardım olduğu kaydedildi.
BM başta olmak üzere tüm uluslararası kuruluşları, devletleri, sivil toplum örgütlerini, insan hakları savunucularını, vicdan sahibi herkesi bu zulümlere sessiz kalmamaya, Gazze başta olmak üzere dünyamızda kalıcı barışı sağlamak için etkili adımlar atmaya ve ortak irade oluşturmaya davet ediyoruz.
İleriye dönük tavır
Arslan, dünyanın neresinde olursa olsun mazlumların uğradığı zulümlere son verilmesini, demokrasinin, adaletin ve barışın galip gelmesini istediklerini vurguladı. Mesajın sonunda HAK-İŞ, Başkenti Kudüs olan özgür ve bağımsız Filistin Devleti kurulana kadar mücadeleye devam edeceklerini ilan etti.