Gazze Hükümeti IPC Raporunu Dayanak Göstererek İsrail'in İddialarını Yalanladı
Gazze'deki Filistin Hükümeti, Birleşmiş Milletler destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması'nın (IPC) raporunu referans göstererek, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki 22 aylık çatışma sürecine rağmen dile getirilen "kıtlık yok" iddialarını çürüttüğünü açıkladı.
Raporun bulguları ve uluslararası tepkiler
Açıklamada, IPC raporunun 15 Ağustos 2025 itibarıyla Gazze kentinde kıtlıkın (IPC'nin 5. seviyesi) makul kanıtlarla doğrulandığını ortaya koyduğu belirtildi. Hükümet, raporun BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Turk ve Donald Trump gibi isimlerin açıklamalarıyla aynı döneme denk geldiğini vurguladı.
Açıklamada, İsrail'in uyguladığı kısıtlamaların ve sınır kapılarını kapatmasının, 1,2 milyonu çocuk olmak üzere 2,4 milyon Filistinlinin fiilen IPC'nin en ağır aşaması olan "beşinci evre" kıtlığa sürüklendiğini gösterdiği ifade edildi.
Sistematik abluka ve hukuki boyut
Hükümet, İsrail'in Gazze'ye dayattığı açlığın sistematik olduğunu ve uluslararası insancıl hukuk kapsamında bir savaş suçu teşkil edebileceği değerlendirmesini paylaştı. Açıklamada, İsrail söylemindeki çelişkilerin raporla birlikte gerçeği ortaya koyduğu; önce kıtlığın reddedildiği, ardından Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörü (COGAT) aracılığıyla yardım sevkiyatlarının kabul edildiğinin ilan edildiği belirtildi.
Yardımların ulaşmaması ve yağma iddiaları
Gazze Hükümeti açıklamasında, bölgeye ulaşan yardım kamyonlarının büyük bir kısmının "İsrail ordusunun koruması altında hareket eden yerel çeteler" tarafından yağmalandığı ileri sürüldü. Bu yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmadığı ve karaborsada yüksek fiyatlarla satıldığı kaydedildi.
Açıklama, ayrıca havadan yapılan yardımların yalnızca hayat kurtarıcı acil durumlarda devreye sokulduğunu hatırlatarak bunun "Gazze'de felaket boyutunda bir gıda krizinin varlığının açık göstergesi" olduğunu vurguladı.
İnsani yardım girişindeki eksiklikler
Metinde, BM İnsani İşler Koordinasyon Merkezi'nin (OCHA) mayıs ayından bu yana sağladığını belirttiği toplam 10 bin kamyon yardım girişinin, günde ortalama 90 kamyon düzeyinde gerçekleştiği, oysa ihtiyaç duyulan günlük sevkiyatın en az 550-600 kamyon olduğu hatırlatıldı. Hükümet, bu rakamın ihtiyaçların yalnızca yaklaşık %15'ine denk geldiğini belirtti.
Çağrı ve sonuç
Açıklamada uluslararası topluma yönelik olarak şu talepler sıralandı: İsrail'in Gazze ablukasını kaldırması, BM standartlarına göre günde en az 550-600 yardım kamyonunun engelsiz biçimde girişine izin verilmesi, yardım konvoylarının ve çalışanlarının korunması ile yağma ve müdahalelerin önlenmesi.
Hükümet, raporun ve saha gözlemlerinin ışığında, Gazze'deki insani krizin derinleştiğini ve uluslararası müdahalenin acil olduğunu vurguladı. Açıklama ayrıca, özellikle çocuklar başta olmak üzere sivillerin korunmasının ve temel ihtiyaçların güvenli erişiminin sağlanmasının öncelikli olduğunu belirtti.
Sahadaki durumun kısa özeti
Metinde yer alan tespitlere göre, Gazze Şeridi su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen malzemesi eksikliğiyle karşı karşıya; açlık ve salgın riski artıyor. Bölgedeki yerinden edilmelerin sayısının ve barınma koşullarının kötüleşmesi, sağlık ve hijyen koşullarını daha da zayıflatıyor.
Hükümet açıklaması, İsrail ordusunun sivil altyapıyı tahrip ettiğini, Gazze'nin büyük bölümünü hedef alan saldırılar ve sürgün emirleriyle yerinden edilmelerin sürdüğünü ve birçok kişinin defalarca yerinden edildiğini de not ediyor.
İlgili kurumlar ve aktörlere çağrı: Gazze Hükümeti, uluslararası toplumun ekonomik, siyasi ve lojistik baskı yoluyla ablukayı sona erdirmesini ve insani yardımın etkin, güvenli ve kesintisiz biçimde ulaştırılmasını talep etti.
