DOLAR
42,84 -0,02%
EURO
50,38 -0,36%
ALTIN
6.169,96 -0,03%
BITCOIN
3.776.503,92 -0,68%

Gazze'de mezarlıklar sığınak oldu: Han Yunus Beyt Derras'ta göç edenlerin hayatta kalma mücadelesi

İsrail saldırıları sonrası Han Yunus'taki Beyt Derras Mezarlığı'na çadır kuran Filistinliler, temel ihtiyaç ve güvenlik sorunlarıyla mücadele ediyor.

Yayın Tarihi: 21.09.2025 11:12
Güncelleme Tarihi: 21.09.2025 11:12

Gazze'de mezarlıklar sığınak oldu: Han Yunus Beyt Derras'ta göç edenlerin hayatta kalma mücadelesi

Gazze'de mezarlıklar sığınak oldu: Han Yunus Beyt Derras'ta göç edenlerin hayatta kalma mücadelesi

İsrail ordusunun hava bombardımanlarının ardından kara saldırılarını başlattığı Gazze kentinden kaçan Filistinliler, güneydeki bölgelere göç etmek zorunda kalıyor. Göç edenler, vardıkları yerlerde güvenlik ve temel ihtiyaçlar açısından ağır koşullarla karşılaşıyor.

Göçün tarihi ve boyutu

İsrail'in kuruluşundan bu yana Filistinlilerin sürgünü süregelen bir olgu. Nekbe'yle başlayan yer değiştirme süreci, 77 yıl sonra yeniden yoğun bir biçimde devam ediyor. Mevcut durumda 2,3 milyon Filistinli can korkusuyla sahip oldukları her şeyi geride bırakıp defalarca göç yollarına düşüyor.

Güneye yoğunluğun artması ve barınma sorunları

Göçün en yoğun yaşandığı nokta, İsrail'in işgal planını fiilen uygulamaya koyduğu Gazze kenti. Buradan güneye doğru yaşanan akın, gidenlerin yalnızca doğrudan saldırı riskinden kaçmakla kalmayıp, vardıkları yerlerde de barınma, su, gıda ve sağlık hizmetlerine erişimde zorluk çekmelerine yol açıyor. İnsanlar artık başlarını sokacak yer ararken 'insan onuruna yakışır' koşulları aramıyor; öncelik tamamen hayatta kalmak.

Beyt Derras Mezarlığı'nda yaşam: Ölüler ve diriler yan yana

Han Yunus'taki Beyt Derras Mezarlığı, kuzeyden göç eden birçok ailenin çadır kurduğu bir sığınak haline geldi. Bu tablo, birçok Gazzelinin sıkça dile getirdiği 'Bizler yaşayan ölüleriz' ifadesini doğrular nitelikte.

Ailesiyle Şati Mülteci Kampı'ndan geldiklerini söyleyen Halid ed-Dali, bombardıman nedeniyle göç ettiklerini anlattı. Halid, borçlanarak ve tüm birikimlerini harcayarak mezarlığa çadır kurduklarını, 2 bin şekele bir çadır satın aldıklarını söyledi. Halid, Gazze'de güvenli bir yer olmadığı görüşünü vurgulayarak, 'Bunlar boş laflar. (İsrail) İnsanlara işkence etmeye bayılıyor. İnsanlar nasıl başlarının çaresine bakıyorsa biz de bakacağız. Bir su tankeri gelecek su dolduracağız. Böyle işte. Ölülerin yanında mezarlıkta yaşayacağız. Ailemle ancak burayı bulduk. Ölüler ve diriler yan yana kalacağız.' dedi.

Halid'in çocuklarından Yusuf ed-Dali ise uzun yürüyüşler sonucu ayakta duracak hâli kalmadığını belirtti. Yusuf, 'İnsanlar sokaklarda kalıyor. Mezarda kalacağız. Buraya ölüleri getiriyorlar. Çadırımızın yanına mı gömecekler yoksa başka yere mi bilmiyoruz.' ifadelerini kullandı.

Hassas grupların durumu

Muna Ebu Leyle gibi Beyt Lahiya sakinleri de saldırılar nedeniyle defalarca yer değiştirmek zorunda kaldıklarını aktardı. Çok katlı binalara yapılan saldırılarda çadırlarına şarapnel isabet ettiğini, yatak ve yorgan gibi temel eşyalarını alamadan yola düştüklerini söyledi.

Yaşlı ve kronik hastalığı olan Velid Hasan ise şeker, kalp ve kanser rahatsızlıkları bulunduğunu, yiyecek ve içecek bulmakta zorlandıklarını anlattı. Velid, 'Göç çok zor. Evimiz gitti, bu topraklarda bize ait bir şey kalmadı.' diyerek göçün getirdiği zorlukları özetledi.

Gazze'den güneye yönelen göç dalgası, sadece mekânsal bir yer değişimi değil; aynı zamanda sağlık, güvenlik ve insani hizmetlere erişim açısından yeni bir krizi beraberinde getiriyor. Beyt Derras Mezarlığı'nda kurulan çadırlar, göç edenlerin sınırlı seçenekler içinde hayatta kalma çabasının sembolü haline geldi.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı