Fransa'nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Jerome Bonnafont, İsrail'in Gazze'de insani yardıma yönelik uyguladığı ablukaya son vermesi çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) düzenlenen oturumda, Bonnafont, bölgedeki insanlık krizinin aciliyetine dikkat çekerek, İngiliz, Danimarkalı, Yunan ve Sloven ortakları ile birlikte bu oturumu talep ettiklerini ifade etti.
Bonnafont, BMGK'nin öncelikle İsrail'i uluslararası hukuka saygı duymaya ve özellikle Gazze'deki Filistinlilere yönelik yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırması gerektiğini belirtti. Konuşmasında, “İsrail, insani yardıma yönelik ablukaya son vermeli. Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) tarafından yönetilen dağıtım sistemi kabul edilemez.” ifadesine yer verdi ve insanların yaşamını yitirmesine yol açan gıda dağıtımındaki sorunlara dikkat çekti.
İnsani yardımın asla siyasi bir araç haline dönüştürülmemesi gerektiğini vurgulayan Bonnafont, Gazze'ye derhal büyük miktarda insani yardımın girerek bölgedeki sivillere güvenli ve engelsiz ulaşması gerektiğini dile getirdi.
Bonnafont, BMGK'nin, İsrail'in Avrupa Birliği (AB) ile 10 Temmuz'da imzaladığı anlaşmadaki taahhütlerini yerine getirmesi gerektiğini de ifade etti. Bu anlaşmanın, Gazze’ye daha fazla insani yardım ulaşmasını sağlaması gerektiğini belirtti ve bu yardımların BM ve ortakları tarafından dağıtılmasının önemini vurguladı.
Bonnafont, BMGK'nin BM'nin insani yardım faaliyetlerine yönelik desteğini yinelemesi gerektiğini ve İsrail'in Gazze'deki saldırıları sürdürmesi durumunda bu yardımın içinin boş kalacağını kaydetti. BMGK'den, Gazze'de derhal ve kalıcı bir ateşkes sağlanması ile esirlerin serbest bırakılması yönündeki çağrılarına devam etmesini istedi.
Son olarak, Bonnafont, Filistin meselesinin siyasi yollarla çözülmesi gerektiğine işaret ederek, “Yalnızca siyasi bir çözüm, İsrailliler ve Filistinlilerin barış ve güvenlik taleplerini karşılayabilir.” dedi ve ay sonunda New York'ta düzenlenecek olan iki devletli çözüme ilişkin konferansa dikkat çekti.
Bonnafont, “Bu çözüm ne bir hayal ne de bir ütopya; bu, kalıcı çözüm için tek gerçekçi yol.” diyerek, konferansla ilgili çalışma gruplarının iki devletli siyasi çözüm için gerekli somut adımları belirlediğini aktardı.
